Suyun Lezzeti
Suyun lezzeti, suda erimiş oksijeni (O2) ve Karbondioksit (CO) gazlarına, içerdiği diğer kimyasal maddelere ve suyun sıcaklığına ya da soğukluğuna göre değişir. Suyun lezzeti doğal ve hoş içimli olmasıyla ölçülür. Ekşi, acı, tuzlu, madeni ya da yavan olmaması gerekir. Lezzetini değiştirmemeli, içildiği zaman boğazda kuruluk, buruşukluk ve midede şişkinlik hissi vermemelidir. İçilen sudaki istenilen taze su lezzeti, içerdiği oksijen ve karbondioksit gazlarından oluşmaktadır. İçilebilen sular, litresinde 20-50 ml kadar gaz bulundurabilir. Bunun yarısı CO2, diğer yarısının üçte biri oksijen ve üçte ikisi de azottur. Eğer litredeki CO2 miktarı 25 ml’yi geçerse bu su, bulunduğu ve geçtiği yeri bozar. Kurşun ve kireçli malzemeyi ise aşındırır.
İçilebilir Suyun Lezzeti;
İnsan sağlığını tehlikeye atmayacak, metabolizmanın çalışma prensiplerine aykırı olmayan yapıda bulunan, sağlıklı ya da güvenli su olarak adlandırılan, her türlü zararlı maddelerden arındırılmış sudur.
İçilebilir su ile kullanılabilir su arasındaki fark nedir sorusunu incelerken; içilebilir suyun dolaysız olarak insan vücuduna nüfus ettiği, kullanım suyunun ise dolaylı olarak nüfuz edebileceği düşünülmektedir. İçile bilir su, kullanılabilir suya kıyasla çok daha temiz yapıda olmalıdır. Bu ise zararlı virüs, mikrop, bakteri vb. zararlı etkenlerden ve gazal kokulardan arındırılmış, berrak, tatsız, kokusuz bir özellik içermelidir. İdeal standartlarda bir yumuşaklığa sahip olmalıdır.
Küreselleşme, sanayileşme ve insanoğlunun doğayı bilinçsiz kirletmesinden dolayı su kaynakları saf ve içilebilir su barındırmamakta ve insan sağlığını tehdit etmektedir. Hayatımızı sağlıklı olarak devam ettirmemize olanak veren su, ancak güvenli yani temiz olduğunda faydalıdır. Günümüzde insanoğlu temiz su elde etmek için özellikle su arıtma cihazlarını tercih etmektedir.
Su ve Mineraller Nedir?
Hatta Beyin gibi bazı organlarımızda bu %80-90’ a kadar bile çıkabilir. Yaşam kaynağı olan suyun içerisinde hayati önemi bulunan birçok mineral bulunur. Özellikle sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve fosfat gibi vücudumuz için hayati önemi olan mineraller suda doğal olarak bulunmaktadır.
Suda Bulunan Mineraller Hangileridir?
Sudaki kalsiyum: Kasların kasılıp gevşemesinde, kemik ve iskelet sağlığında, dişlerin oluşumunda önemli rol oynar. Kalsiyum eksikliğinde kas seğirmeleri, kasılma sorununa bağlı hareket güçlüğü gibi sorunlar görülebilir.
Sudaki magnezyum: Vücudun yaşam için enerji üretmesi gerekir. Bunun için metabolizmanın birçok kimyasal olayı gerçekleştirebilmesi gerekmektedir. Bu olayların tümünde magnezyumun kilit rolü bulunur. Kısaca magnezyum olmadan vücutta enerji üretimi mümkün değildir.
Sudaki potasyum: Potasyum, vücuttaki sodyum ile iş birliği yaparak vücudun su ve elektrolit dengesini sağlar. Kalp ritminin düzenlenmesini sağlayarak hayati bir rol üstlenir. Ayrıca potasyum tansiyonun dengelenmesinde hatta yüksek olan tansiyonun düşürülmesinde etkilidir.
Sudaki florür: Kemik ve diş sağlığında faydalı etkilere sahiptir. Ancak suda yüksek oranda bulunması istenmez. Yüksek florlu sular florizis hastalığına sebep olabilir.
Sudaki sodyum: Vücuttaki su ve elektrolit dengesinin sağlanmasında görevli en önemli mineraldir. Hücrelerden kana ya da kandan hücrelere madde geçişi sodyum sayesinde düzenlenmektedir. Özellikle yaz aylarında terleme ile vücuttan sodyum kaybı olmaktadır. Çok fazla sodyum atılırsa tansiyon düşüklüğü ve buna bağlı bayılmalar, halsizlik, yorgunluk gibi belirtiler görülebilir. Sodyum başta tuz olmak üzere hemen her besinde bulunur. Fazla sodyum alımı da ödeme, tansiyonun yükselmesine ve böbreklerde fonksiyon bozukluğuna yol açabilir. Günlük 2-3 gram sodyum ihtiyacımız vardır. Su, çok az miktardaki sodyum içeriğiyle sodyum alımına çok fazla bir katkı yapmamakta ancak su ve elektrolit dengesinin sağlanmasında önemli rol oynamaktadır.
Minerallerin Faydaları Nelerdir?
- Vücuttaki şeker oranını dengeler.
- Hayati organların düzenli çalışmasına yardımcı olurlar.
- Vücudun her açıdan gelişimini sağlayabilmesi için mineraller önemli faydalar sağlar.
- Bu yüzden mineraller vücudu çeşit çeşit hastalıklara karşı koruma görevini üstlenirler.
- Mineraller, sinir sisteminin dengelenmesinden tutun, vücuttaki oksijen dengesine kadar pek çok şeyden sorumludurlar.
Mineralli Su İçmek İçin Uygun Su Arıtma Cihazları
Tüm bu minerallerin yeterli miktarda alınabilmesi için güvenilir bir su kaynağı kullanılmalıdır. Bunun için de su arıtma cihazı tavsiye edilmektedir. Alkali su, suyun PH değerini yükseltir ve düzenler. Alkali su vücudumuz ihtiyacı olan mineralleri içerir. Su arıtma cihazları ile İçtiğiniz şebeke suyu içine karışan mikropların temizlenmesi sağlanır ve güvenli bir şekilde su içerken yeteri miktarda minerali de vücudunuza almış olursunuz.
Sert Su ve Yumuşak Su Arasındaki Farklar Nelerdir?
Sert su ile yumuşak su sıklıkla birbirine karıştırılan ancak etkileri açısından çok farklı sonuçlar doğuran sulardır. Sert sular, magnezyum ve kalsiyum açısından yüksek miktarda çözünmüş mineralleri içerirler. Ancak saf hali ile sular, sert sularda bulunan mineralleri içermezler yani doğal sular yumuşak sulardır. Kireç taşları yüksek miktarda kalsiyum ve magnezyum minerali içerir, sular da kireç kayalarında geçtiğinde bu mineraller ile yüklenir ve sertleşir.
Yumuşak sular yüksek oranda sodyum daha az oranda kalsiyum ve magnezyuma sahiptir. Günlük kullanımda bulunan birçok su sert sudur, bu sular su arıtma ve yumuşatma cihazları ile hem arıtılır hem de yumuşatılır. Bu cihazlar sert suyun içerisinde bulunan kimyasalları engelleyerek yumuşak hale getirirler.
Bazı yumuşak sularda fazla tuz içerebilir ve içmeye uygun olmayabilir. Bu sularında içilebilir hale gelmesin su arıtma ve yumuşatma cihazları ile sağlanır.
Sert Suyun Etkileri Nelerdir
Sert su kullanımının hem insan sağlığı hem cihazlar hem de eşyalar üzerinde olumsuz etkileri vardır. Sert su bulaşıklarda veya banyolarda izler ve lekeler olmasına sebebiyet verirken cihazların bozulmasına da neden olur. Yüksek kireç oranı sebebi ile boruların tıkanmasına, kazanların bozulmasına, aşırı tortu birikesini sağlar. Ayrıca sert sular cihazlara verdikleri zararlar sebebi ile fazla enerji harcanmasına da neden olur.
Sert sular cihazların ömrünü kısaltır. Sert sular ile yumuşak suları ayırt etmek bazen çok kolaydır. Mesela, elinizi sabunla yıkadığınızda köpürme olmuyorsa bu sert sudur, çünkü yumuşak sularda bu durum gözlenmez. Yıkanan çamaşırların daha sert olmasına cildin parlaklığının yitirilmesine ve saçların sertleşmesine de yol açar. Sert sular içeriğindeki yüksek mineraller sebebi ile böbrekler içinde zararlıdır. Sert suların etkisini yok etmek için su yumuşatma cihazları ile suyun yumuşatılması sağlanır.
Hangi Su Tercih Edilmelidir?
Sağladığı faydalar sebebi ile hem içme hem de kullanma sularında yumuşak su tercih edilmesi önemlidir. Ancak şehir suları yüksek sertliktedir. Bu açıdan yumuşatma cihazlarının kullanılması gerekli hale gelir. Ayrıca sudaki zararlı bakterilerin ve tortuların yok edilmesi içinde arıtma cihazları kullanımı gereklidir. Su arıtma cihazlarının çok çeşitli seçeneklerle sunulur. İsterseniz sadece sıklıkla kullandığınız musluğa takılabildiği gibi isterseniz evinizin genel su hattına takılarak tüm musluklardan arındırılmış yumuşak suyun gelmesi sağlanır.
Bu şekilde evdeki cihazlarınızda da genel kullanımda da yumuşak ve arıtılmış su kullanarak sert suyun neden olduğu sorunları yok edersiniz. Bu cihazlar yüksek teknolojili cihazlardır ve doğru kullanım, bakım ile size uzun seneler ilk günkü performansları ile hizmet verirler.
İçme Suyu PH Değeri Kaç Olmalıdır?
Suyun pH derecesi, temiz su kullanmak isteyen herkes için önemli bir unsurdur. Suyun sağlıklı olması ve hatta lezzeti açısından pH’ına dikkat edilmesi gerekir. pH derecesi suyun asidik veya bazik karakterini gösteren ölçüm birimidir. Suyun pH’ı ise 0 ila 14 rakamları arasında değişiklik gösterir. 0 ile 7 arasındaki pH dereceli sular asidik kabul edilirken, 7 ile 14 arasındaki sular ise bazik sudur. 7 pH derecesi ise nötr anlamındadır. Yani saf su7 pH derecesindedir.
Yeraltında veya üstünde bulunan suların pH dereceleri, içerisindeki maddelere bağlı olarak farklılık gösterir. İçme sularının yanı sıra doğal kaynak sularının da pH değeri ya nötr olmalı ya da hafif alkili sayılına 7 üstünde olmalıdır.
Kaynak sularında en uygun pH değeri 6,5 -8,5 arasında kabul edilirken, içme sularında ise bu değer 6,5 ile 9,2 arasında olması gerekir. Sağlıklı pH değerine sahip sular özellikle vücudun sağlığının korunması açısından tüketilmesi önemli bir unsur olur.
PH Değeri Yüksek/Düşük Olması Neyi İfade Eder?
Sudaki pH değeri hidrojen iyonlarının yoğunluğunu gösteren bir birimdir. Sulu çözeltilere, hidrojen iyonu veren maddelere asitli maddeler denilirken, hidroksil iyonu verebilen maddelere ise bazik maddeler denilmektedir. pH’ı 7 olan suda hidrojen ve hidroksil iyon düzeyleri eşittir.
Eğer suda hidrojen iyonları atarsa suyun pH seviyesi de düşer ve asidik hale gelir ya da hidrojen iyonları artarsa pH değeri artar ve su alkali hale gelir. Ülkemizde içme sularındaki pH değeri 4,5 ile 9,5 arasında değişmektedir.
Düşük pH değerine sahip sular koroziftir. Bu özelliği nedeniyle bazı metalleri çözebildikleri için içilmemesi gerekir. Yüksek pH değerine sahip sular ise özellikle de mide rahatsızlığı olan veya diyet yapanlara önerilir. Kanın pH seviyesi ise 7,35 – 7,45 aralığındadır. Ancak metabolik işlemler sebebi ile pH seviyesi düşer, bu seviyeyi dengelemek için PH değeri 7’dn büyük olan suların tüketilmesi gerekir.
PH Değeri Yüksek Sular Nasıl Elde Edilir
Satın alınan suların pH değerine dikkat edilmesi önemlidir. pH değeri yüksek su elde etmek için kendi evinizde limon ve tuz gibi maddelerde alkali su elde edebilirsiniz. Ancak bunun için zaman ve emek harcamanız gerekir.
pH seviyesi yüksek sürekli su elde etmenin ekonomik ve kolay yolunun başında ise su arıtma cihazları gelir. Su arıtma cihazlarının filtreleme teknolojisi ile 7,5 veya 9,5 arasında değişen sular elde edilmektedir. Evde veya sanayide kullanılan arıtma teknolojileri ile sağlıklı pH değeri yüksek suları güvenle elde edebilirsiniz.