Baş ve Boyun Kanserleri

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri

Eğer sizde veya yakınınızdaki birinde gırtlak veya alt boğaz kanseri varsa, ne bekleyeceğinizi bilmek, başa çıkmanıza yardımcı olabilir. Burada, gırtlak ve alt boğaz kanserleri hakkında risk faktörleri, belirtiler, nasıl tespit edildikleri ve nasıl tedavi edildikleri gibi tüm bilgileri bulabilirsiniz.

Gırtlak Kanseri ve Alt Boğaz Kanseri Hakkında

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri Nedir?

Gırtlak ve alt boğaz kanserleri, baş ve boyun kanserleri olarak kabul edilir. Birçok farklı baş ve boyun kanseri türü vardır ve bu kanserler, başladıkları yere göre adlandırılır. Kanser, vücuttaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümeye başlamasıyla ortaya çıkar.

  • Gırtlakta (ses kutusu) başlayan kanserlere gırtlak kanseri denir.
  • Alt boğazda (alt yutak) başlayan kanserlere alt boğaz kanseri denir.

Gırtlak ve alt boğaz kanserleri boğazın alt kısmında başlar. Bu iki yapı birbirine yakın olduğu için her iki kanser türü de burada ele alınmıştır.

Doktorunuza, sahip olduğunuz kanser türünü tam olarak not etmesini isteyin.

Bu bilgiler, gırtlak ve alt boğaz kanserlerine odaklanmaktadır.

Gırtlak

Gırtlak, ses kutunuzdur. Ses tellerini içerir ve konuşmanıza yardımcı olan organlardan biridir. Gırtlak, boyunda, nefes borusunun (trakea) açılışının üzerinde bulunur ve yiyeceklerin ve sıvıların nefes borunuza girmesini engeller. Gırtlak 3 bölümden oluşur:

  • Supraglottis, ses tellerinin hemen üzerindedir. Yutkunma sırasında gırtlağı kapatan ve yiyeceklerin ve sıvıların akciğerlere gitmesini önleyen bir doku kapağı olan epiglottisi içerir. Gırtlak kanserlerinin yaklaşık üçte biri burada başlar.
  • Glottis, ses tellerini içerir. Gırtlak kanserlerinin çoğu burada başlar.
  • Subglottis, ses tellerinin altındadır. Gırtlak kanserlerinin yalnızca yaklaşık %5'i bu bölgede başlar.

Gırtlakta başlayan kanserin tedavisi, kanserin başladığı bölgeye göre belirlenir.

Gırtlak ve ses tellerinin birkaç işlevi vardır:

  • Gırtlak, konuşma için ses üretir. Ses telleri hareket eder ve sesinizin tonunu ve yüksekliğini değiştirmek için bir araya gelir.
  • Gırtlak, yutkunurken hava yolunuzu korur. Epiglottis ve ses telleri, yiyeceklerin ve sıvıların akciğerlere girmesini önlemek için yutkunma sırasında sıkıca kapanır.
  • Ses telleri, nefes alıp verirken hava akışının sağlanması için doğal olarak açılır.
Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri

Alt Boğaz (Hipofarenks)

Alt boğaz (hipofarenks), gırtlağınızın hemen arkasında yer alan boğazın (farenks) alt kısmıdır. Hipofarenks, yemek borusuna (boğazınızı midenize bağlayan tüp) giriş noktasıdır. Yiyecek ve sıvılar yutulduğunda, boğazınızdan midenize geçer. Hipofarenks, yiyeceklerin gırtlak yerine yemek borusuna gitmesini sağlamaya yardımcı olur.

Doktorunuzdan kanserinizin nerede olduğunu size açıklamasını isteyin.

Daha fazla bilgi için 3D etkileşimli modeli kullanabilirsiniz.

larynx

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri Türleri

Skuamöz Hücreli Karsinomlar

Gırtlak veya alt boğazda gelişen kanserlerin neredeyse tamamı, bu iki yapının iç astarını oluşturan ince, düz hücreler olan skuamöz hücrelerden kaynaklanır. Skuamöz hücrelerden başlayan kansere skuamöz hücreli karsinom veya skuamöz hücreli kanser denir.

Karsinoma in Situ (CIS), kanserin en erken formudur. CIS durumunda, kanser hücreleri yalnızca gırtlak veya alt boğazın astarındaki hücrelerde görülür. Bu hücreler, daha derin katmanlara büyümemiş veya vücudun diğer bölgelerine yayılmamıştır. Bu erken kanserlerin çoğu tedavi edilebilir, ancak CIS tedavi edilmezse, yakındaki dokuları tahrip edebilen ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilen invaziv skuamöz hücreli kansere dönüşebilir.

Diğer Kanserler

Gırtlak veya alt boğazda nadir görülen diğer kanser türleri de gelişebilir.

  • Küçük Tükürük Bezi Kanserleri: Gırtlak ve alt boğazın bazı bölgelerinde, astarının altında küçük tükürük bezleri olarak adlandırılan minik bezler bulunur. Bu bezler, bölgeyi yağlamak ve nemlendirmek için mukus ve tükürük üretir. Bu bezlerin hücrelerinden kanser nadiren gelişir.
  • Sarkomlar: Gırtlak ve alt boğazın şekli, bağ dokuları ve kıkırdaklardan oluşan bir iskelete bağlıdır. Kıkırdaklardan gelişen kondrosarkomlar veya sinovyal sarkomlar gibi kanserler, gırtlak veya alt boğazın bağ dokularından gelişebilir, ancak bu durum son derece nadirdir.

Gırtlakta görülen diğer nadir kanser türleri arasında lenfomalar, nöroendokrin tümörler ve plazmasitomalar bulunur.

Bu bilgiler, gırtlak ve alt boğazın skuamöz hücreli kanserine odaklanmaktadır.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserleri İçin Temel İstatistikler

Gırtlak kanseri ne kadar yaygındır?

Amerikan Kanser Derneği'nin 2024 yılı için Amerika Birleşik Devletleri'nde gırtlak kanseri ile ilgili en son tahminleri şunlardır:

  • Yaklaşık 12.650 yeni gırtlak kanseri vakası (10.030 erkek ve 2.620 kadın)
  • Yaklaşık 3.880 kişi (3.120 erkek ve 760 kadın) gırtlak kanserinden ölecek
  • Gırtlak kanserlerinin yaklaşık %60'ı ses tellerini içeren glottis bölgesinde başlarken, yaklaşık %35'i ses tellerinin üzerindeki supraglottik bölgede gelişir. Geri kalanlar ya ses tellerinin altındaki subglottis bölgesinde gelişir ya da birden fazla alanı kapladığından nerede başladığını belirlemek zor olabilir.

Gırtlak kanseri teşhisi konulan çoğu kişi 55 yaş ve üzerindedir; 55 yaşından küçük çok az sayıda kişi teşhis edilmektedir. Gırtlak kanseri teşhisi konulan kişilerin ortalama yaşı yaklaşık 66'dır.

Siyah erkekler, Beyaz erkeklere göre gırtlak kanseri geliştirme ve bu hastalıktan ölme olasılığı daha yüksektir. Ayrıca, gırtlak kanseri erkeklerde kadınlara göre çok daha yaygındır.

Gırtlak kanserinin yeni vakalarının oranı, muhtemelen daha az kişinin sigara içmesi nedeniyle yılda yaklaşık %2 ila %3 oranında azalmaktadır. Son 10 yılda ölüm oranı da her yıl yaklaşık %2 ila %3 oranında düşmektedir.

Gırtlak kanserine yakalanma olasılığı

Genel olarak, gırtlak kanseri geliştirme ömür boyu riski erkekler için yaklaşık 1/200 ve kadınlar için 1/840'tır. Diğer birçok faktör (bkz. Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri İçin Risk Faktörleri) de gırtlak kanseri geliştirme riskinizi etkileyebilir.

Alt boğaz kanseri ne kadar yaygındır?

Alt boğaz kanserleri çok nadirdir. Amerika Birleşik Devletleri'nde yalnızca yaklaşık 2.000 ila 4.000 kanser alt boğazda başlayacaktır.

Bu kanserler için hayatta kalma istatistikleri, aşamaya göre Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserleri İçin Hayatta Kalma Oranları bölümünde ele alınmaktadır.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri Araştırmaları ve Tedavisindeki Yenilikler

Gırtlak ve alt boğaz kanserlerinin nedenleri, önlenmesi ve tedavisi üzerine araştırmalar, şu anda dünya genelindeki birçok tıp merkezi, üniversite hastanesi ve diğer kurumlarda yapılmaktadır.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserlerinde Gen Değişiklikleri

Gırtlak veya alt boğazdaki hücrelerin kansere dönüşmesine neden olan belirli genlerdeki değişiklikleri anlamak için çok sayıda araştırma yapılmaktadır. Doktorlar bu gen değişiklikleri hakkında daha fazla bilgi edindikçe, hangi kanserlerin tedavi edilmesinin daha zor olacağını veya tedaviden sonra geri gelme olasılığının daha yüksek olduğunu daha iyi belirleyebilirler.

Araştırmacılar, bu bilginin aynı zamanda erken tespit için daha iyi testler ve yeni tedavilere yol açabileceğini umuyorlar.

Tedavi

Gelecek yıllarda, umut verici yeni tedavi yöntemleri, daha etkili olabilir ve kişinin yeme ve konuşma şekli üzerinde daha az uzun vadeli tedaviyle ilişkili değişikliklere neden olabilir.

Cerrahi

Doktorlar, tümörle birlikte çıkarılan normal doku miktarını sınırlamak için cerrahi teknikleri iyileştirmeye devam ediyor. Bu, tedavi sonrası yan etkileri azaltmaya yardımcı olabilir.

Şu anda araştırılan bir cerrahi teknik, transoral robotik cerrahi (TORS) olarak adlandırılmaktadır. Bu yöntemde, cerrah, boğazdan geçirilen uzun cerrahi aletleri tutan robotik kolları hassas bir şekilde hareket ettirerek ameliyatı gerçekleştirir. TORS, daha küçük kesiler (insizyonlar) kullanır, bu nedenle cerrahiden kaynaklanan yan etkiler ve uzun vadeli değişiklikler azalabilir. Doktorlar, TORS'u erken evre tümörler için daha kapsamlı açık cerrahi yerine kullanmayı araştırıyorlar.

Transoral videolaringoskopik cerrahi (TOVS), küçük tümörlerin çıkarılmasında ve sağlıklı dokunun korunmasında yardımcı olabilecek bir başka cerrahi yöntemdir. TOVS'de ameliyat, ağızdan yerleştirilen bir skop kullanılarak yapılır. Doktor, skopun içine bakarak iç kısmı görür ve tümörü çıkarmak için uzun, ince aletler kullanır.

Kemoterapi ve Kemoradyoterapi

Yeni kemoterapi ve immünoterapi ilaç kombinasyonları, farklı radyasyon teknikleri, takvimleri ve dozları ile birlikte çalışılarak, standart kemoradyasyona göre daha iyi tolere edilen ve/veya daha etkili bir tedavi yaklaşımı bulmak amacıyla araştırılmaktadır. Doktorunuza sizin için uygun klinik araştırmalar olup olmadığını sorabilirsiniz.

Hedefe Yönelik Tedavi

Hedefe yönelik tedavi ilaçları, kanser hücrelerinin büyümesine yardımcı olan belirli genler ve proteinlere saldırır. Bu ilaçlar, standart kemoterapi ilaçlarından farklı çalışır çünkü kanser hücrelerini hedef alır ve normal hücrelere daha az zarar verirler. Kemoterapi ilaçlarının etkili olmadığı bazı durumlarda işe yarayabilirler ve genellikle farklı yan etkilere sahiptirler. Hedefe yönelik tedaviler, birçok kanser türünün tedavisinde kullanılır. Bu tedavilerin gırtlak ve alt boğaz kanserlerini tedavi etmeye yardımcı olup olamayacağını araştıran çalışmalar da yapılmaktadır.

EGFR İnhibitörleri: Gırtlak ve alt boğazın skuamöz hücreli kanserleri (ve diğer baş ve boyun kanserleri), genellikle epidermal büyüme faktörü reseptörü (EGFR) proteininin anormal derecede yüksek seviyelerine sahiptir. EGFR, kanser hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde büyümesine yardımcı olur. Cetuximab gibi EGFR'yi bloke eden ilaçlar, kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatabilir. Cetuximab (Erbitux), bazı baş ve boyun kanserlerinde kullanımı onaylanmış bir ilaçtır ve şu anda birkaç diğer EGFR inhibitörü de incelenmektedir. Cetuximab, diğer hedefe yönelik ilaçlarla veya immünoterapi ilaçlarıyla kombinasyon halinde de araştırılmaktadır. Bu ilaçlar, radyasyon ve kemoterapi gibi diğer tedavilerle birlikte kullanıldığında en iyi sonucu veriyor gibi görünmektedir.

İmmünoterapi

İmmünoterapi, bir kişinin kendi bağışıklık hücrelerinin kanser hücrelerini bulup yok etmesine yardımcı olan ilaçların kullanılmasıdır. Gırtlak veya alt boğaz kanseri olan bazı kişilerde kullanılabilir.

İmmünoterapi ilaçları pembrolizumab ve nivolumab, gırtlak veya alt boğaz kanserleri yayılmış veya kemoradyasyon sonrası geri gelmiş kişilerde kullanılabilir. Bu ilaçların, tek başlarına veya kemoterapi ile birlikte, erken evre kanserleri tedavi etmek için cerrahi veya radyasyonla birlikte kullanılıp kullanılamayacağını araştıran çalışmalar devam etmektedir.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri Nedenleri, Risk Faktörleri ve Önleme

Gırtlak ve alt boğaz kanseri için risk faktörlerini ve riskinizi azaltmaya yardımcı olabilecek neler yapabileceğinizi öğrenin.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserleri İçin Risk Faktörleri

Bir risk faktörü, kanser gibi bir hastalığa yakalanma olasılığınızı artıran herhangi bir şeydir. Farklı kanser türlerinin farklı risk faktörleri vardır. Sigara içmek gibi bazı risk faktörleri değiştirilebilir. Diğerleri, bir kişinin yaşı veya aile geçmişi gibi, değiştirilemez.

Ancak risk faktörleri her şeyi anlatmaz. Bir risk faktörüne veya hatta birkaç risk faktörüne sahip olmak, mutlaka bu hastalığa yakalanacağınız anlamına gelmez. Ve hastalığa yakalanan birçok insanın bilinen az sayıda veya hiç risk faktörü yoktur.

Gırtlak ve alt boğaz kanserleri genellikle ağız ve boğazın diğer kanserleriyle (genellikle baş ve boyun kanserleri olarak adlandırılır) birlikte gruplanır. Bu kanserler, aşağıda listelenen birçok aynı risk faktörüne sahiptir.

Tütün ve Alkol Kullanımı

Tütün kullanımı, baş ve boyun kanserleri (gırtlak ve alt boğaz kanserleri dahil) için en önemli risk faktörüdür. Sigara içenlerin, bu kanserlere yakalanma riski sigara içmeyenlere göre çok daha yüksektir. Bu kanserlere sahip çoğu kişinin sigara içme geçmişi veya başka bir tütün maruziyeti vardır. Ne kadar çok sigara içerseniz, riskiniz o kadar artar. Sigara, pipo ve puro dumanı, bu kanserlere yakalanma riskinizi artırır.

Bazı çalışmalar, uzun süreli ikinci el sigara dumanına maruz kalmanın bu kanserlerin riskini artırabileceğini de bulmuştur, ancak bunu doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Orta veya ağır alkol kullanımı (günde birden fazla içki) da bu kanserlerin riskini artırır, ancak sigara içme kadar değil.

Hem tütün hem de alkol kullanan insanlar en yüksek riske sahiptir. Bu iki alışkanlığı birleştirmek, riskleri sadece toplamakla kalmaz, aslında onları çarpar. Sigara içen ve alkol tüketen kişiler, bu alışkanlıklara sahip olmayanlara göre baş ve boyun kanseri geliştirme olasılığı çok daha yüksektir.

Eğer sigarayı bırakmayı düşünüyorsanız ve yardıma ihtiyacınız varsa, Amerikan Kanser Derneği'ni 1-800-227-2345 numaralı telefondan arayabilirsiniz. Bir tütün bırakma ve danışmanlık programı, kalıcı olarak bırakma şansınızı artırabilir. Sigarayı bırakmayla ilgili daha fazla yararlı bilgi için "Tütünden Uzak Durun" bölümüne de bakabilirsiniz.

İnsan Papilloma Virüsü (HPV) Enfeksiyonu

İnsan papilloma virüsü (HPV), 150'den fazla ilgili virüsten oluşan bir gruptur. Bunlara papilloma virüsü denir çünkü bazıları, papilloma olarak da bilinen bir tür büyüme olan siğile neden olur.

Bazı HPV türleriyle enfeksiyon, penis, rahim ağzı, vulva, vajina, anüs ve boğaz kanserleri dahil olmak üzere bazı kanser türlerine de neden olabilir. Diğer HPV türleri, vücudun farklı bölgelerinde benign (kanserli olmayan) siğillere neden olur.

HPV enfeksiyonu ile ilişkili baş ve boyun kanserlerinin oranı, ağırlıklı olarak boğaz (orofarenks) kanserlerinde artmaktadır. Ancak HPV enfeksiyonu, gırtlak ve alt boğaz kanserleri için nadir bir risk faktörüdür.

Aşırı Vücut Ağırlığı

Boyunuza göre fazla kilolu olmak, gırtlak ve orofarenks kanseri riskini artırıyor gibi görünmektedir. Nişastalı olmayan sebzeler ve bütün meyveler gibi daha fazla bitki bazlı yiyecekler yemek, insanların kilo vermesine yardımcı olabileceği gibi gırtlak ve orofarenks kanseri riskini de azaltabilir.

Yetersiz Beslenme

Yetersiz beslenme, alt boğaz kanserine yakalanma riskini artırabilir. Bunun tam nedeni net değildir. Aşırı alkol tüketenler, genellikle yeterince beslenmedikleri için vitamin eksikliklerine sahiptir ve bu da alkolün bu kanserlerin riskini artırmadaki rolünü açıklayabilir.

Plummer-Vinson Sendromu: Bu sendroma sahip kişiler, yemek borusunda ince doku halkaları (webs olarak da adlandırılır) nedeniyle yutmanın zor olması nedeniyle genellikle yetersiz beslenirler. Genellikle düşük demir seviyelerinden kaynaklanan anemiye sahiptirler. Bu sendroma sahip olmak, kişinin yemek borusu ve alt boğaz kanserlerine yakalanma riskini artırır.

Genetik Sendromlar

Kalıtsal gen kusurlarından (mutasyonlar) kaynaklanan sendromlara sahip kişiler, hipofarenks kanseri dahil boğaz kanseri için çok yüksek bir riske sahiptir.

Fanconi Anemisi: Bu sendroma sahip kişiler, genellikle erken yaşta kan sorunlarına sahip olurlar, bu da lösemi veya miyelodisplastik sendroma yol açabilir. Ayrıca ağız ve boğaz kanseri, gırtlak ve alt boğaz kanserleri dahil çok yüksek bir riske sahiptirler.

Diskeratozis Konjenita: Bu genetik sendrom, aplastik anemi, cilt döküntüleri ve anormal el ve ayak tırnaklarına neden olabilir. Bu sendroma sahip kişiler, özellikle ağız ve boğazda baş ve boyun kanserleri geliştirme riskine sahiptirler.

İş Yeri Maruziyetleri

Uzun süreli ve yoğun şekilde odun tozu, boya dumanları ve metal işleme, petrol, inşaat ve tekstil endüstrilerinde kullanılan belirli kimyasallara maruz kalmak, gırtlak ve bazı alt boğaz kanserlerinin riskini artırabilir.

Asbest, geçmişte birçok üründe yalıtım malzemesi olarak sıklıkla kullanılan bir mineral lifidir. Asbeste maruz kalmak, akciğer kanseri ve mezotelyoma (göğüs veya karın zarında başlayan kanser) için önemli bir risk faktörüdür. Bazı çalışmalar, asbeste maruz kalma ile gırtlak kanseri arasında bir bağlantı önermiştir, ancak tüm çalışmalar bu konuda hemfikir değildir.

Cinsiyet

Gırtlak ve alt boğaz kanserleri, kadınlara kıyasla erkeklerde yaklaşık 5 kat daha yaygındır. Bunun nedeni muhtemelen ana risk faktörleri olan sigara içme ve aşırı alkol tüketiminin erkekler arasında daha yaygın olmasıdır. Ancak son yıllarda, bu alışkanlıkların kadınlar arasında daha yaygın hale gelmesiyle, kadınların bu kanserler için riski de artmıştır.

Yaş

Gırtlak ve alt boğaz kanserleri genellikle yıllar içinde gelişir, bu nedenle genç insanlarda yaygın değildir. Bu kanserlere sahip hastaların yarısından fazlası, kanserlerin ilk bulunduğu zaman 65 yaş ve üzerindedir.

Irk

Gırtlak ve alt boğaz kanserleri, Asyalı Amerikalılar, Pasifik Adalıları, Amerikan Yerlileri ve Alaska Yerlilerine kıyasla Afrikalı Amerikalılar ve Hispanik olmayan Beyazlar arasında daha yaygındır.

Gastroözofageal Reflü Hastalığı (GERD)

Mideden gelen asit yemek borusuna geri kaçtığında buna gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) denir. GERD, mide ekşimesine neden olabilir ve yemek borusu kanseri olasılığını artırır. GERD'nin ayrıca bir kişinin alt boğaz kanseri riskini artırdığı düşünülmektedir, ancak bu konuda daha fazla çalışma yapılmaktadır.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserlerine Ne Sebep Olur?

Her gırtlak veya alt boğaz kanseri vakasının nedenini bilmiyoruz. Ancak bu kanserlerin birçok risk faktörünü (bkz. Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserleri İçin Risk Faktörleri) ve bazılarının normal hücrelerin kansere dönüşmesine nasıl neden olduğunu biliyoruz.

Normal insan hücrelerinin gelişimi büyük ölçüde hücrelerin DNA'sında bulunan bilgilere bağlıdır. DNA, hücrelerimizde genlerimizi oluşturan kimyasaldır ve bu genler hücrelerimizin nasıl çalıştığını kontrol eder. Ebeveynlerimize benzememizin nedeni, DNA'mızın kaynağının onlar olmasıdır. Ancak DNA sadece nasıl göründüğümüzü etkilemekle kalmaz.

Bazı genler, hücrelerin ne zaman büyüdüğünü, bölündüğünü ve öldüğünü kontrol eder:

  • Hücrelerin büyümesine, bölünmesine ve hayatta kalmasına yardımcı olan genlere proto-onkogenler denir.
  • Hücre büyümesini kontrol altında tutmaya veya hücrelerin doğru zamanda ölmesini sağlamaya yardımcı olan genlere tümör baskılayıcı genler denir.

Kanserler, proto-onkogenleri açan veya tümör baskılayıcı genleri kapatan DNA mutasyonları (gen değişiklikleri) tarafından tetiklenebilir. Bu durum, hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesine yol açar. Gırtlak ve alt boğaz kanserine neden olmak için genellikle birçok farklı gendeki değişiklik gereklidir.

Gen değişikliklerinin kansere nasıl yol açabileceği hakkında daha fazla bilgi için "Genler ve Kanser" bölümüne bakabilirsiniz.

Tütün ve Alkol

Bilim insanları, tütün veya aşırı alkol kullanımı gibi bazı risk faktörlerinin, gırtlak ve alt boğazın iç astarındaki hücrelerin DNA'sına zarar vererek bu kanserlere neden olduğuna inanıyor.

Kalıtsal ve Edinilmiş Gen Mutasyonları

Bazı insanlar, belirli kanserleri geliştirme riskini büyük ölçüde artıran DNA mutasyonlarını (değişiklikler) ebeveynlerinden miras alırlar. Ancak, kalıtsal gen mutasyonlarının gırtlak veya alt boğaz kanserlerinin çok azına neden olduğuna inanılmaktadır.

Bu kanserlerle ilgili gen değişiklikleri genellikle kalıtsal değil, yaşam boyunca meydana gelir. Bu edinilmiş mutasyonlar genellikle tütün dumanında bulunanlar gibi kanserojen kimyasallara maruz kalmaktan kaynaklanır. p16 tümör baskılayıcı geninde edinilmiş bir değişiklik, gırtlak ve alt boğaz kanserlerinde önemli gibi görünmektedir, ancak bu kanserlerin hepsinde bu değişiklik bulunmamaktadır. Kanserin gelişmesi için muhtemelen birkaç farklı gen değişikliği gereklidir ve bu değişikliklerin hepsi şu anda tam olarak anlaşılmamıştır.

Proto-onkogenlerin veya tümör baskılayıcı genlerin kalıtsal mutasyonları nadiren bu kanserlere neden olur, ancak bazı insanlar, belirli türde kanserojen kimyasalları detoksifiye etme (parçalama) yeteneğinin zayıf olduğu bir yapıyı miras almış gibi görünmektedir. Bu kişiler, tütün dumanı, alkol ve belirli endüstriyel kimyasalların kanserojen etkilerine karşı daha hassastır.

İnsan Papilloma Virüsü (HPV)

Bazı HPV türleri, orta boğaz (orofarenks) kanserlerinin önemli nedenleridir ve bazen gırtlak kanserleriyle de ilişkilidir. HPV'nin E6 ve E7 olarak bilinen iki proteini, p53 ve Rb gibi bazı tümör baskılayıcı genleri kapatır. Bu, gırtlak astarındaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesine ve ek gen değişikliklerinin gelişmesine izin verebilir; bu da bazı durumlarda kansere yol açabilir.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserleri Önlenebilir mi?

Tüm gırtlak ve alt boğaz kanserleri önlenemez, ancak sigara içmek ve alkol kullanmak gibi belirli risk faktörlerinden kaçınarak bu kanserlerin gelişme riski büyük ölçüde azaltılabilir.

Tütünden ve Alkolden Kaçının

Tütün kullanımı, bu kanserlerin en önemli nedenidir. Tütüne maruz kalmaktan kaçınmak (sigara içmemek ve ikinci el dumandan uzak durmak) bu kanserlerin riskini azaltır. Ağır alkol kullanımı tek başına bir risk faktörüdür ve aynı zamanda tütün dumanının kanser yapıcı etkisini büyük ölçüde artırır. Bu nedenle, alkol ve tütün kombinasyonundan kaçınmak özellikle önemlidir.

İş Yerindeki Kimyasallardan Kaçının

Bu kanserlerle ilişkili kimyasallarla çalışan kişiler için, iş yerinde yeterli havalandırma sağlamak ve endüstriyel solunum cihazları kullanmak önemli koruyucu önlemlerdir.

Yeme Alışkanlıklarınızı ve Kilonuzu Kontrol Edin

Yetersiz beslenme, aşırı vücut ağırlığı ve vitamin eksiklikleri, gırtlak ve alt boğaz kanserleri ile ilişkilendirilmiştir. Sağlıklı bir beslenme düzeni izlemek, bu kanserlerin (ve diğer birçok kanserin) riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Amerikan Kanser Derneği, bol miktarda meyve, sebze ve tam tahılları içeren ve kırmızı ve işlenmiş etleri, şekerli içecekleri ve yüksek oranda işlenmiş gıdaları sınırlayan veya kaçınılan bir sağlıklı beslenme düzeni izlemeyi önermektedir. Genel olarak, sağlıklı bir diyet uygulamak, aksi takdirde sağlıksız bir diyete vitamin takviyeleri eklemekten çok daha iyidir. Tam rehberlik için Amerikan Kanser Derneği'nin Diyet ve Fiziksel Aktivite Yönergeleri'ne bakabilirsiniz.

HPV Aşısı Olun ve HPV Enfeksiyonundan Kaçının

Orta boğazın (orofarenks) insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonu riski, oral seks yapan ve birden fazla cinsel partneri olan kişilerde artar. Sigara içenler, muhtemelen sigara dumanının bağışıklık sistemine veya boğazı kaplayan hücrelere zarar vermesi nedeniyle HPV enfeksiyonlarına daha yatkındır. Bu enfeksiyonlar yaygındır ve nadiren belirti gösterir. HPV enfeksiyonu bazı gırtlak kanseri vakaları ile ilişkilendirilmiş olsa da, boğazın diğer bölgelerindeki HPV enfeksiyonlarına sahip çoğu kişi bu kansere yakalanmaz. Ve gırtlak ve alt boğaz kanserlerinin çoğu HPV enfeksiyonu ile ilgili değildir.

Belirli HPV türleriyle enfeksiyon riskini azaltan aşılar mevcuttur. İlk başta, bu aşılar rahim ağzı kanseri riskini azaltmak için geliştirilmişti, ancak aynı zamanda anüs, penis, vulva, vajina ve ağız ve boğaz kanserleri gibi HPV ile ilişkili diğer kanserlerin riskini azaltmada da etkili olduğu gösterilmiştir.

Bu aşılar, yalnızca bir kişi HPV ile enfekte olmadan önce verildiğinde etkilidir, bu nedenle erken yaşta yapılması önerilir, ancak bazı yetişkinler de aşılanabilir. Daha fazla bilgi için "HPV Aşıları" bölümüne bakabilirsiniz.

 

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri Erken Tespit, Tanı ve Evreleme

Gırtlak ve alt boğaz kanserinin belirtilerini ve semptomlarını bilin. Gırtlak ve alt boğaz kanserinin nasıl test edildiğini, teşhis edildiğini ve evrelendiğini öğrenin.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserleri Erken Tespit Edilebilir mi?

Taramalar, hastalığın belirtileri olmayan kişilerde kanser veya kanser öncesi durumları tespit etmek için yapılan testlerdir. Tarama testleri, bazı kanser türlerini erken dönemde, tedavinin en başarılı olabileceği zamanda tespit edebilir.

Şu anda, gırtlak ve alt boğaz kanserlerini erken tespit etmek için bir tarama testi bulunmamaktadır. Bu kanserler, karmaşık testler olmadan tespit edilmesi ve teşhis edilmesi zor olan kanser türleridir. Bu kanserler yaygın olmadığından ve testler uzman doktorlar gerektirdiğinden, ne Amerikan Kanser Derneği ne de başka bir grup bu kanserler için rutin tarama önermektedir.

Bununla birlikte, bazen gırtlak ve alt boğaz kanserleri erken tespit edilebilir. Genellikle ses değişiklikleri gibi belirtilere neden olurlar; bu belirtiler Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserlerinin Belirtileri ve Semptomları bölümünde açıklanmıştır. Bu belirtilerden herhangi birine sahipseniz doktorunuzla konuşun. Gırtlak ve alt boğaz kanserlerinin belirtilerinin çoğu, genellikle daha az ciddi, benign (kanserli olmayan) durumlarda veya diğer kanserlerde de görülebilir. Bu nedenle, belirtilerinizin nedenini öğrenmek için bir doktora görünmek önemlidir. Neden ne kadar erken bulunursa, gerekirse tedavi de o kadar çabuk başlayabilir.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserlerinin Belirtileri ve Semptomları

Çoğu durumda, gırtlak ve alt boğaz kanserleri, neden oldukları semptomlar nedeniyle tespit edilir.

Ses Kısıklığı veya Ses Değişiklikleri

Ses tellerinde (glottis) oluşan gırtlak kanserleri genellikle ses kısıklığı veya seste değişikliklere neden olur. Bu durum, kanserin çok erken bir aşamada tespit edilmesine yol açabilir. Eğer 2 hafta içinde düzelmeyen ses değişiklikleriniz (örneğin, ses kısıklığı) varsa, hemen sağlık hizmeti sağlayıcınıza başvurun. Ağrı, nefes alma veya yutma zorluğu, daha ileri evrelerdeki gırtlak kanseri belirtileri olabilir.

Ses tellerinde başlamayan kanserler için, ses kısıklığı yalnızca bu kanserler ilerlemiş bir aşamaya ulaştığında veya ses tellerine yayıldığında meydana gelir. Bu kanserler bazen, lenf düğümlerine yayılana kadar tespit edilmez ve boynunuzda büyüyen bir kitle fark edersiniz.

Diğer Belirtiler ve Semptomlar

Ses tellerinin üzerindeki (supraglottis), ses tellerinin altındaki (subglottis) veya alt boğazdaki (hipofarenks) bölgelerde başlayan kanserler genellikle ses değişikliklerine neden olmaz, bu nedenle genellikle daha ileri aşamalarda tespit edilirler.

Bu kanserlerin belirtileri ve semptomları şunları içerebilir:

  • Geçmeyen boğaz ağrısı
  • Yutarken ağrı
  • Yutma güçlüğü
  • Kulak ağrısı
  • Nefes alma zorluğu
  • Kilo kaybı
  • Boyunda bir kitle veya şişlik (kanserin yakındaki lenf düğümlerine yayılması nedeniyle)

Bu semptomların birçoğu, gırtlak veya alt boğaz kanserleri dışındaki durumlar nedeniyle daha olasıdır. Yine de, bu semptomlardan herhangi birine sahipseniz, nedenini bulmak ve gerekiyorsa tedavi etmek için bir doktora görünmek çok önemlidir.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserleri İçin Testler

Gırtlak ve alt boğaz kanserleri genellikle kişinin yaşadığı belirtiler veya semptomlar nedeniyle tespit edilir. Kanser şüphesi varsa, teşhisi doğrulamak için testler yapılması gerekecektir.

Tıbbi Geçmiş ve Fiziksel Muayene

Doktorunuz, semptomlarınız, olası risk faktörleriniz, yaşam tarzınız ve sosyal alışkanlıklarınız ve diğer sağlık sorunlarınız hakkında bilgi alacaktır. Fiziksel muayene, olası kanser veya diğer hastalıkların belirtilerini bulmaya yardımcı olabilir. Doktorunuz, baş ve boyun bölgenize çok dikkat ederek ağzınızda veya boğazınızda anormal alanlar olup olmadığını ve boynunuzdaki şişmiş lenf düğümlerini kontrol edecektir.

Uzman Muayeneleri

Doktorunuz gırtlak veya alt boğaz kanserinden şüpheleniyorsa, sizi kulak, burun ve boğaz (KBB) doktoruna, diğer adıyla bir otolaringoloğa yönlendirecektir. Bu doktor, baş ve boyun bölgenizi daha ayrıntılı olarak inceleyecektir. Bu inceleme, gırtlağa ve alt boğaza bir aletle bakmayı içeren laringoskopi olarak bilinen bir yöntemle yapılabilir ve bu yöntem iki şekilde uygulanabilir:

  • Dolaylı Laringoskopi: Bu, boğazınızı kontrol etmenin en basit yoludur. Doktor, boğazınıza bakmak için özel bir küçük ayna ve bir ışık kullanır. Ayna, uzun bir sap üzerine yerleştirilmiştir ve ağzınızın tavanına yerleştirilir. Doktor, aynadaki görüntüyü görmek için ışığı ağzınıza tutar. Bu muayene, doktorun muayenehanesinde 5 ila 10 dakika içinde yapılabilir. Muayeneyi daha kolay hale getirmek için doktorunuz boğazınıza uyuşturucu bir sprey sıkabilir.
  • Doğrudan Esnek Laringoskopi: Bu yöntemle doktor, gırtlağınıza ve yakın bölgelere bakmak için burun yoluyla geçen ince, esnek, ışıklı bir tüp olan fiber optik laringoskopu kullanır. Bu prosedür genellikle 10 dakika sürer ve doktorun muayenehanesinde yapılabilir. Doktorunuz, muayeneyi kolaylaştırmak için burnunuza uyuşturucu ilaç uygular. Bazen, doktor boğazınızdan bir biyopsi örneği almak için özel bir alet de kullanabilir.
  • Doğrudan Sert Laringoskopi: Bu, boğazınızın tam bir muayenesidir. Bu muayene genellikle ameliyathanede yapılır ve damar yoluyla verilen ilaçlar sizi derin bir uykuya (genel anestezi) sokar. Doktor, gırtlak ve alt boğazda tümörler aramak için sert bir laringoskop kullanır. Ayrıca ağız, burun ve boğazın diğer bölümleri de incelenir. Doktor, bu alanları scope (görüntüleme cihazı) yardımıyla inceler, tümörlerin boyutunu belirler ve çevredeki alanlara ne kadar yayıldığını tespit eder. İşlem sırasında özel aletler kullanarak tümörlerden veya değişmiş alanlardan küçük doku örnekleri (biyopsi) alabilir.

Gırtlak veya alt boğaz kanseri olan kişilerde, baş ve boyun bölgesindeki diğer kanserler için de daha yüksek risk bulunur, bu nedenle nazofarenks (burnun arkasındaki boğaz kısmı), ağız, dil ve boyun da dikkatlice incelenir ve kanser belirtileri açısından kontrol edilir.

Panendoskopi

Panendoskopi, laringoskopi, özofagoskopi ve bronkoskopiyi birleştiren bir prosedürdür. Bu yöntem, gırtlak ve alt boğaz çevresindeki tüm alanları, yutma tüpü (özofagus) ve nefes borusu (trakea) dahil olmak üzere, ayrıntılı bir şekilde incelemeyi sağlar. Bu muayene genellikle ameliyathanede genel anestezi altında yapılır.

Doktor, gırtlak ve alt boğazdaki tümörleri aramak için doğrudan sert laringoskopi kullanır. Ayrıca doktor, özofagusa bakmak için bir endoskop veya nefes borusuna bakmak için bir bronkoskop kullanabilir. İşlem sırasında özel aletler kullanarak tümörlerden veya değişmiş alanlardan küçük doku örnekleri (biyopsi) alabilir.

Biyopsi Türleri

Biyopsi sırasında doktor, laboratuvarda yakından incelenen bir doku örneği alır. Kanserin var olduğundan emin olmanın tek yolu biyopsidir. Birçok farklı biyopsi türü vardır. Daha fazla bilgi için "Biyopsi ve Sitoloji Örneklerinin Test Edilmesi" bölümüne bakabilirsiniz.

  • Endoskopik Biyopsi: Gırtlak ve alt boğaz, boynun derinlerinde yer alır, bu nedenle biyopsi için örnek almak karmaşık olabilir. Bu bölgelerin biyopsileri, genel anestezi (derin uyku) altında ameliyathanede yapılır. Cerrah, endoskop yardımıyla özel aletler kullanarak küçük doku parçaları alır.
  • İnce İğne Aspirasyon (FNA) Biyopsisi: Bu tür biyopsi, gırtlak veya alt boğazdan örnek almak için kullanılmaz, ancak boyundaki şişmiş bir lenf düğümünün nedenini bulmak için yapılabilir. İnce, içi boş bir iğne, biyopsi için hücre almak üzere deri yoluyla kitleye (veya lenf düğümüne) yerleştirilir. Hücreler laboratuvarda yakından incelenir. FNA kanser gösterirse, patalog (örnekleri inceleyen doktor), kanser türünü belirleyebilir. Kanser hücreleri gırtlak veya alt boğazdan gelmiş gibi görünüyorsa, bu bölgelerin endoskopik muayenesi ve biyopsisi gerekecektir.

Eğer FNA kanser göstermezse, bu sadece o lenf düğümünde kanser bulunmadığı anlamına gelir. Hala başka yerlerde kanser olabilir. Gırtlak veya alt boğaz kanseri olabileceğinizi düşündüren semptomlarınız varsa, nedenini bulmak için başka testlere ihtiyaç duyabilirsiniz.

FNA biyopsileri, zaten gırtlak veya alt boğaz kanseri olduğu bilinen bazı hastalarda da yararlı olabilir. Kişinin boynunda bir kitle varsa, FNA bu kitlenin kanser yayılmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığını gösterebilir. FNA ayrıca, cerrahi ve/veya radyasyon tedavisi ile tedavi edilmiş hastalarda, tedavi edilen alandaki bir boyun kitlesinin yara dokusu mu yoksa kanserin geri dönmesi (nüks) mi olduğunu belirlemeye yardımcı olabilir.

Biyopsi Örneklerinin Laboratuvar Testleri

Biyopsi örnekleri (endoskopi veya cerrahi müdahaleden alınanlar), laboratuvarda yakından incelenmek üzere gönderilir. Kanser bulunursa, kanseri daha iyi sınıflandırmaya yardımcı olmak için biyopsi örneklerinde başka laboratuvar testleri de yapılabilir.

  • Tümör Hücrelerindeki Belirli Proteinler İçin Testler: Kanser yayıldıysa (metastaz yaptıysa) veya geri geldiyse, doktorlar muhtemelen kanser hücrelerinde belirli proteinleri arayacaktır. Örneğin, kanser hücreleri, PD-L1 proteini için test edilebilir; bu protein bulunduğunda, kanserin belirli immünoterapi ilaçlarına daha iyi yanıt verme olasılığı olabilir.

Görüntüleme Testleri

Görüntüleme testleri, vücudunuzun iç kısmının resimlerini oluşturmak için x-ışınları, manyetik alanlar veya radyoaktif maddeler kullanır. Görüntüleme testleri, gırtlak veya alt boğaz kanserlerini teşhis etmek için kullanılmaz, ancak kanser teşhis edildikten sonra birçok nedenle yapılır, örneğin:

  • Kanser olabileceğinden şüphelenilen bölgeleri incelemek için
  • Kanserin ne kadar yayılmış olabileceğini öğrenmek için
  • Tedavinin işe yarayıp yaramadığını belirlemeye yardımcı olmak için
  • Tedaviden sonra kanserin geri gelip gelmediğine dair işaretler aramak için
  • Bilgisayarlı Tomografi (CT) Taraması: CT taraması (CAT taraması), vücudunuzun ayrıntılı kesitsel görüntülerini oluşturmak için x-ışınları kullanır. Bu test, doktorunuzun tümörün boyutunu belirlemesine, yakındaki dokulara yayılıp yayılmadığını görmesine ve boynunuzdaki lenf düğümlerine yayılıp yayılmadığını öğrenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, kanserin akciğerlere veya diğer organlara yayılıp yayılmadığını görmek için yapılabilir.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) Taraması: CT taramaları gibi, MRI taramaları da vücuttaki yumuşak dokuların ayrıntılı görüntülerini gösterir. Ancak MRI taramaları, x-ışınları yerine radyo dalgaları ve güçlü mıknatıslar kullanır. Gadolinyum adı verilen bir kontrast maddesi, net resimler elde etmek için taramadan önce damarınıza enjekte edilebilir. MRI taraması, kanserin boyundaki ve vücudun diğer bölgelerindeki yayılmasını incelemek için de yapılabilir.
  • Göğüs Röntgeni: Göğüs röntgeni, kanserin akciğerlere yayılıp yayılmadığını görmek için yapılabilir, ancak genellikle akciğerlerin CT taraması yapılır, çünkü bu tarama daha ayrıntılı görüntüler sağlar.
  • Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) Taraması: PET taraması için, hafif radyoaktif bir şeker formu (florodeoksiglukoz veya FDG olarak bilinir) kan dolaşımına enjekte edilir ve genellikle kanser hücrelerinde birikir. PET taraması, kanserin yayılabileceği olası alanları aramak için kullanılabilir, özellikle ana kanser daha ileri aşamadaysa. Bu test ayrıca, başka bir görüntüleme testinde görülen şüpheli bir alanın kanser olup olmadığını anlamaya yardımcı olmak için de kullanılabilir.
  • PET/CT Taraması: Genellikle PET taraması, aynı anda her iki taramayı da yapabilen özel bir makine kullanılarak CT taramasıyla birleştirilir. Bu, doktorun PET taramasındaki daha yüksek radyoaktivite bölgelerini, CT taramasında daha ayrıntılı bir resimle karşılaştırmasına olanak tanır.
  • Kemik Taraması: Kemik taraması için, kan dolaşımına az miktarda düşük seviyeli radyoaktif madde enjekte edilir ve anormal kemik alanlarında birikir. Kemik taraması, kanserin kemiklere yayılıp yayılmadığını gösterebilir. Ancak bu test genellikle gerekmez çünkü PET taramaları, kanserin kemiklere yayılıp yayılmadığını genellikle gösterebilir.
  • Baryum Yutma Testi: Bu test, bir kişinin yutma sorunu yaşadığı durumlarda yapılabilir. Bu testte, baryum adı verilen tebeşirimsi bir sıvı içilir ve bu sıvı boğaz ve özofagusun (yutma tüpü) duvarlarını kaplar. Boğaz ve özofagustan bir dizi x-ışını çekilir ve bu, sorunları gösterebilir.

Tedavi Öncesi Diğer Testler

Gırtlak veya alt boğaz kanseri teşhisi konulan kişilerde, tedavi öncesi değerlendirme kapsamında başka testler de yapılabilir. Bu testler, kanseri teşhis etmek için kullanılmaz, ancak kişinin cerrahi veya kemoterapi gibi belirli tedavilere uygun olup olmadığını görmek için yapılabilir.

  • Sigarayı Bırakma: Gırtlak ve alt boğaz kanseri için herhangi bir tedaviye başlamadan önce sigarayı bırakmak çok önemlidir. Teşhis konulmadan önce sigara içtiyseniz, tedavi sırasında başlamamanız önemlidir. Tedavi sırasında sigara içmek, radyasyon tedavisine zayıf yanıt, yaraların zayıf iyileşmesi, kemoterapiye düşük tolerans ve ölüm riskinin artması gibi olumsuz sonuçlara neden olabilir.
  • Kan Testleri: Tam kan sayımı (CBC), farklı kan hücresi türlerinin sayısını ölçer. Örneğin, anemik (düşük kırmızı kan hücresi sayısı) olup olmadığınızı, kanama sorunları yaşayıp yaşamayacağınızı (düşük trombosit sayısı nedeniyle) veya enfeksiyon riskinizin artıp artmadığını (düşük beyaz kan hücresi sayısı nedeniyle) gösterebilir. Bu test genellikle tedavi sırasında düzenli olarak yapılır çünkü birçok kanser ilacı, kemik iliğinin ürettiği kan hücrelerini azaltabilir. Kan kimya testleri, karaciğerinizin veya böbreklerinizin ne kadar iyi çalıştığını belirlemeye yardımcı olabilir.
  • Ameliyat Öncesi: Eğer ameliyat planlanıyorsa, kalbinizin iyi çalışıp çalışmadığını görmek için elektrokardiyogram (EKG) yapılabilir. Ameliyat olacak bazı kişilerde, akciğer fonksiyon testleri (PFT'ler) olarak bilinen akciğer fonksiyon testleri de yapılabilir.
  • Diş Muayenesi: Kanser tedavi ekibiniz, radyasyon uygulanmadan önce diş hekiminizi görmenizi sağlayacaktır çünkü radyasyon, tükürük bezlerine zarar verebilir ve ağız kuruluğuna neden olabilir. Bu durum, çürük riskini, enfeksiyonu ve çene kemiğinin bozulmasını artırabilir.
  • İşitme Testi: Gırtlak ve alt boğaz kanserlerini tedavi etmekte kullanılan en yaygın kemoterapi ilacı olan sisplatin, işitmenizi etkileyebilir. Yan etkiler, kulak çınlamasından işitme kaybına kadar değişebilir. Tedavi ekibiniz, tedaviye başlamadan önce işitmenizi (odyogram ile) muhtemelen kontrol edecektir. Doktorunuz, işitmenizde başlangıçta bir sorun varsa, kemoterapinizde ayarlamalar yapabilir.
  • Beslenme ve Konuşma Testleri: Genellikle bir beslenme uzmanı, tedavinizden önce, tedavi sırasında ve sonrasında beslenme durumunuzu değerlendirecektir. Bu, vücut ağırlığınızın ve protein depolarınızın mümkün olduğunca normal kalmasını sağlamaya çalışmak içindir. Ayrıca, yutma ve konuşma yeteneğinizi test edecek bir konuşma terapistine de başvurabilirsiniz. Tedaviniz sırasında baş ve boyun bölgesindeki kasları güçlendirmeye yardımcı olacak egzersizler verebilirler, böylece tüm kanser tedavinizi tamamladıktan sonra normal bir şekilde yemek yiyebilir ve konuşabilirsiniz.

Gırtlak Kanseri Evreleri

Bir kişiye gırtlak kanseri teşhisi konduktan sonra, doktorlar kanserin yayılıp yayılmadığını ve ne kadar yayıldığını anlamaya çalışacaktır. Bu sürece evreleme denir. Kanserin evresi, vücutta ne kadar kanser olduğunu tanımlar. Bu, kanserin ne kadar ciddi olduğunu ve en iyi nasıl tedavi edileceğini belirlemeye yardımcı olur. Doktorlar ayrıca yaşam süresi istatistiklerini tartışırken kanserin evresini kullanırlar.

Gırtlak kanserinin en erken evresi, karsinoma in situ (CIS) olarak da bilinen evre 0'dır. Diğer ana evreler I (1) ile IV (4) arasında değişir. Bazı evreler, büyük harfler (A, B, vb.) kullanılarak daha da ayrılır. Genel olarak, sayı ne kadar düşükse, kanser o kadar az yayılmış demektir. Daha yüksek bir sayı, örneğin evre IV, kanserin daha fazla yayıldığını gösterir. Ve bir evre içinde, daha erken bir harf daha düşük bir evreyi ifade eder. Her bireyin kanser deneyimi benzersiz olsa da, benzer evrelere sahip kanserler genellikle benzer bir görünüme sahiptir ve genellikle aynı şekilde tedavi edilir.

Evre Nasıl Belirlenir?

Gırtlak kanseri için en sık kullanılan evreleme sistemi, 3 ana bilgi parçasına dayanan Amerikan Kanser Komitesi (AJCC) TNM sistemidir:

  • Ana tümörün kapsamı (T): Tümör nerede? Gırtlağa ve yakındaki yapılara ne kadar büyüdü? Ses teli hareketini etkiledi mi?
  • Yakındaki lenf düğümlerine yayılma (N): Kanser boyundaki yakındaki lenf düğümlerine yayıldı mı? Eğer öyleyse, kaç tanesi etkilendi, kanserin başladığı tarafla (sol veya sağ) aynı tarafta mı, ve bunlar ne kadar büyük?
  • Uzak bölgelere yayılma (metastaz) (M): Kanser, akciğerler, karaciğer veya kemikler gibi vücudun uzak bölgelerine yayıldı mı?

T, N ve M harflerinden sonra gelen sayılar veya harfler, bu faktörlerin her biri hakkında daha fazla ayrıntı sağlar. Daha yüksek sayılar, kanserin daha ileri düzeyde olduğunu gösterir. Kanserin T, N ve M kategorileri belirlendikten sonra, bu bilgiler evre gruplaması adı verilen bir süreçte birleştirilir ve genel bir evre atanır. Daha fazla bilgi için "Kanser Evreleme" bölümüne bakabilirsiniz.

Aşağıda açıklanan sistem, Ocak 2018'de yürürlüğe giren en güncel AJCC sistemidir.

Gırtlak kanseri genellikle, yapılan herhangi bir muayene, biyopsi ve görüntüleme testlerinin (Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserleri İçin Testler bölümünde açıklandığı gibi) sonuçlarına dayanan klinik bir evre ile belirlenir. Cerrahi bir müdahale yapılmışsa, patolojik evre (cerrahi evre olarak da adlandırılır) belirlenebilir.

Gırtlak kanserinin evreleri, kanserin başladığı gırtlağın hangi kısmına bağlı olarak biraz farklıdır:

  • Supraglottis (ses tellerinin üstündeki alan)
  • Glottis (ses tellerini içeren alan)
  • Subglottis (ses tellerinin altındaki alan)

Gırtlak kanseri evreleme karmaşık olabilir, bu yüzden doktorunuza anlayabileceğiniz bir şekilde açıklamasını isteyin.

Daha fazla bilgi için 3D, etkileşimli renkli gırtlak modelini keşfedebilirsiniz.

Supraglottik Gırtlak Kanserinin Evreleri

Evre Grubu

AJCC Evresi

Evre Açıklaması

(3 cm = yaklaşık 1,1 inç; 6 cm = yaklaşık 2,3 inç)

0

Tis, N0, M0

Tümör, yalnızca gırtlağın içini döşeyen hücrelerin üst tabakasında bulunur ve daha derinlere büyümemiştir (Tis). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

I

T1, N0, M0

Tümör daha derinlere büyümüştür, ancak yalnızca supraglottis'in bir bölümündedir ve ses telleri normal şekilde hareket eder (T1). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

II

T2, N0, M0

Tümör daha derinlere büyümüştür ve supraglottis'in birden fazla bölümüne (veya glottis'e) yayılmıştır; ses telleri normal şekilde hareket eder (T2). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

III

T3, N0, M0

Tümör hala yalnızca gırtlakta, ancak bir ses telinin hareket etmesini durdurmuştur, VEYA tümör, postkrikoid alan, paraglottik boşluk, pre-epiglottik dokular veya tiroid kıkırdağının iç kısmı gibi yakındaki alanlara büyümüştür (T3). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

 

T1 - T3, N1, M0

Tümör, gırtlağın hemen dışındaki yapılara büyümüş olabilir veya olmayabilir ve ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (T1 - T3). Kanser, tümörle aynı tarafta olan tek bir lenf düğümüne yayılmıştır ve bu lenf düğümü 3 cm'den büyük değildir (N1). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

IVA

T4a, N0 veya N1, M0

Tümör, tiroid kıkırdağından dışarı büyümüş ve/veya gırtlağın ötesindeki dokulara (örneğin tiroid bezi, trakea, özofagus, dil kasları veya boyun kaslarına) büyümüştür. Bu, orta derecede ileri lokal hastalık olarak bilinir (T4a). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya tümörle aynı tarafta olan tek bir lenf düğümüne yayılmıştır ve bu lenf düğümü 3 cm'den büyük değildir (N1). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

 

T1 - T4a, N2, M0

Tümör, gırtlağın dışındaki yapılara (orta derecede ileri hastalığa kadar) büyümüş olabilir veya olmayabilir ve ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (T1 - T4a). Kanser, N2: Tümörle aynı tarafta olan tek bir lenf düğümüne yayılmıştır, bu lenf düğümü 3 cm'den büyük ancak 6 cm'den büyük değildir, VEYA Tümörle aynı tarafta birden fazla lenf düğümüne yayılmıştır, bunların hiçbiri 6 cm'den büyük değildir, VEYA Boynun karşı tarafındaki en az bir lenf düğümüne yayılmıştır, bunların hiçbiri 6 cm'den büyük değildir. Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

IVB

T4b, Herhangi bir N, M0

Tümör, boyundaki omurganın önündeki alana (prevertebral boşluk) büyümüştür, karotis arterini sarmıştır veya akciğerler arasındaki alana doğru büyümüştür. Bu, çok ileri lokal hastalık olarak bilinir (T4b). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine yayılmış olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir N). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

 

Herhangi bir T, N3, M0

Tümör, gırtlağın dışındaki yapılara büyümüş olabilir veya olmayabilir ve ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir T). Kanser, 6 cm'den büyük olan en az bir lenf düğümüne yayılmıştır VEYA lenf düğümüne yayılmış ve lenf düğümünün dışına büyümüştür (N3). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

IVC

Herhangi bir T, Herhangi bir N, M1

Tümör, gırtlağın dışındaki yapılara büyümüş olabilir veya olmayabilir ve ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir T). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine yayılmış olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir N). Kanser, vücudun uzak bölgelerine yayılmıştır (M1).

* Aşağıdaki ek kategoriler yukarıdaki tabloda listelenmemiştir:

  • TX: Ana tümör, bilgi eksikliği nedeniyle değerlendirilemez.
  • NX: Bölgesel lenf düğümleri, bilgi eksikliği nedeniyle değerlendirilemez.

Glottik Gırtlak Kanserinin Evreleri

Evre Grubu

AJCC Evresi

Evre Açıklaması

0

Tis, N0, M0

Tümör, yalnızca gırtlağın içini döşeyen hücrelerin üst tabakasında bulunur ve daha derinlere büyümemiştir (Tis). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

I

T1, N0, M0

Tümör daha derinlere büyümüştür, ancak yalnızca ses tellerindedir ve ses telleri normal şekilde hareket eder (T1). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

II

T2, N0, M0

Tümör, supraglottis veya subglottise yayılmıştır ve/veya ses telleri normal şekilde hareket etmez (T2). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

III

T3, N0, M0

Tümör hala yalnızca gırtlakta, ancak bir ses telinin hareket etmesini durdurmuştur, VEYA tümör paraglottik boşluğa büyümüştür, VEYA tümör tiroid kıkırdağının iç kısmına büyümüştür (T3). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

 

T1 - T3, N1, M0

Tümör, gırtlağın hemen dışındaki yapılara büyümüş olabilir veya olmayabilir ve ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (T1 - T3). Kanser, tümörle aynı tarafta olan tek bir lenf düğümüne yayılmıştır ve bu lenf düğümü 3 cm'den büyük değildir (N1). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

IVA

T4a, N0 veya N1, M0

Tümör, tiroid kıkırdağından dışarı büyümüş ve/veya gırtlağın ötesindeki dokulara (örneğin tiroid bezi, trakea, krikoid kıkırdak, özofagus, dil kasları veya boyun kaslarına) büyümüştür. Bu, orta derecede ileri lokal hastalık olarak bilinir (T4a). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya tümörle aynı tarafta olan tek bir lenf düğümüne yayılmıştır ve bu lenf düğümü 3 cm'den büyük değildir (N1). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

 

T1 - T4a, N2, M0

Tümör, gırtlağın dışındaki yapılara (orta derecede ileri hastalığa kadar) büyümüş olabilir veya olmayabilir ve ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (T1 - T4a). Kanser, N2: Tümörle aynı tarafta olan tek bir lenf düğümüne yayılmıştır, bu lenf düğümü 3 cm'den büyük ancak 6 cm'den büyük değildir, VEYA Tümörle aynı tarafta birden fazla lenf düğümüne yayılmıştır, bunların hiçbiri 6 cm'den büyük değildir, VEYA Boynun karşı tarafındaki en az bir lenf düğümüne yayılmıştır, bunların hiçbiri 6 cm'den büyük değildir. Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

IVB

T4b, Herhangi bir N, M0

Tümör, boyundaki omurganın önündeki alana (prevertebral boşluk) büyümüştür, karotis arterini sarmıştır veya akciğerler arasındaki alana doğru büyümüştür. Bu, çok ileri lokal hastalık olarak bilinir (T4b). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine yayılmış olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir N). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

 

Herhangi bir T, N3, M0

Tümör, gırtlağın dışındaki yapılara büyümüş olabilir veya olmayabilir ve ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir T). Kanser, 6 cm'den büyük olan en az bir lenf düğümüne yayılmıştır VEYA lenf düğümüne yayılmış ve lenf düğümünün dışına büyümüştür (N3). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

IVC

Herhangi bir T, Herhangi bir N, M1

Tümör, gırtlağın dışındaki yapılara büyümüş olabilir veya olmayabilir ve ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir T). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine yayılmış olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir N). Kanser, vücudun uzak bölgelerine yayılmıştır (M1).

* Aşağıdaki ek kategoriler yukarıdaki tabloda listelenmemiştir:

  • TX: Ana tümör, bilgi eksikliği nedeniyle değerlendirilemez.
  • NX: Bölgesel lenf düğümleri, bilgi eksikliği nedeniyle değerlendirilemez.

Subglottik Gırtlak Kanserinin Evreleri

Evre Grubu

AJCC Evresi

Evre Açıklaması

0

Tis, N0, M0

Tümör, yalnızca gırtlağın içini döşeyen hücrelerin üst tabakasında bulunur ve daha derinlere büyümemiştir (Tis). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

I

T1, N0, M0

Tümör daha derinlere büyümüştür, ancak yalnızca subglottistedir (T1). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

II

T2, N0, M0

Tümör, ses tellerine yayılmıştır; ses telleri normal şekilde hareket edebilir veya etmeyebilir (T2). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

III

T3, N0, M0

Tümör hala yalnızca gırtlakta, ancak bir ses telinin hareket etmesini durdurmuştur, VEYA tümör paraglottik boşluğa büyümüştür, VEYA tümör tiroid kıkırdağının iç kısmına büyümüştür (T3). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

 

T1 - T3, N1, M0

Tümör, gırtlağın hemen dışındaki yapılara büyümüş olabilir veya olmayabilir ve ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (T1 - T3). Kanser, tümörle aynı tarafta olan tek bir lenf düğümüne yayılmıştır ve bu lenf düğümü 3 cm'den büyük değildir (N1). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

IVA

T4a, N0 veya N1, M0

Tümör, krikoid veya tiroid kıkırdağından dışarı büyümüş ve/veya gırtlağın ötesindeki yapılara (örneğin tiroid bezi, trakea, özofagus, dil kasları veya boyun kasları) büyümüştür. Bu, orta derecede ileri lokal hastalık olarak bilinir (T4a). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya tümörle aynı tarafta olan tek bir lenf düğümüne yayılmıştır ve bu lenf düğümü 3 cm'den büyük değildir (N1). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

 

T1 - T4a, N2, M0

Tümör, gırtlağın dışındaki yapılara (orta derecede ileri hastalığa kadar) büyümüş olabilir veya olmayabilir ve ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (T1 - T4a). Kanser, N2: Tümörle aynı tarafta olan tek bir lenf düğümüne yayılmıştır, bu lenf düğümü 3 cm'den büyük ancak 6 cm'den büyük değildir, VEYA Tümörle aynı tarafta birden fazla lenf düğümüne yayılmıştır, bunların hiçbiri 6 cm'den büyük değildir, VEYA Boynun karşı tarafındaki en az bir lenf düğümüne yayılmıştır, bunların hiçbiri 6 cm'den büyük değildir. Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

IVB

T4b, Herhangi bir N, M0

Tümör, boyundaki omurganın önündeki alana (prevertebral boşluk) büyümüştür, karotis arterini sarmıştır veya akciğerler arasındaki alana doğru büyümüştür. Bu, çok ileri lokal hastalık olarak bilinir (T4b). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine yayılmış olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir N). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

 

Herhangi bir T, N3, M0

Tümör, gırtlağın dışındaki yapılara büyümüş olabilir veya olmayabilir ve ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir T). Kanser, 6 cm'den büyük olan en az bir lenf düğümüne yayılmıştır VEYA lenf düğümüne yayılmış ve lenf düğümünün dışına büyümüştür (N3). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

IVC

Herhangi bir T, Herhangi bir N, M1

Tümör, gırtlağın dışındaki yapılara büyümüş olabilir veya olmayabilir ve ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir T). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine yayılmış olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir N). Kanser, vücudun uzak bölgelerine yayılmıştır (M1).

* Aşağıdaki ek kategoriler yukarıdaki tabloda listelenmemiştir:

  • TX: Ana tümör, bilgi eksikliği nedeniyle değerlendirilemez.
  • NX: Bölgesel lenf düğümleri, bilgi eksikliği nedeniyle değerlendirilemez.

Alt Boğaz (Hipofarenks) Kanseri Evreleri

Bir kişiye alt boğaz (hipofarenks) kanseri teşhisi konduktan sonra, doktorlar kanserin yayılıp yayılmadığını ve ne kadar yayıldığını anlamaya çalışır. Bu sürece evreleme denir. Kanserin evresi, vücutta ne kadar kanser olduğunu tanımlar. Bu, kanserin ne kadar ciddi olduğunu ve en iyi nasıl tedavi edileceğini belirlemeye yardımcı olur. Doktorlar ayrıca yaşam süresi istatistiklerini tartışırken kanserin evresini kullanırlar.

Hipofarenks kanserinin en erken evresi, karsinoma in situ (CIS) olarak da bilinen evre 0'dır. Diğer ana evreler I (1) ile IV (4) arasında değişir. Bazı evrelerde büyük harfler (A, B vb.) de kullanılır. Genel olarak, sayı ne kadar düşükse, kanser o kadar az yayılmış demektir. Daha yüksek bir sayı, örneğin evre IV, kanserin daha fazla yayıldığını gösterir. Her bireyin kanser deneyimi benzersiz olsa da, benzer evrelere sahip kanserler genellikle benzer bir görünüme sahiptir ve genellikle aynı şekilde tedavi edilir.

Evre Nasıl Belirlenir?

Hipofarenks kanseri için en sık kullanılan evreleme sistemi, 3 ana bilgi parçasına dayanan Amerikan Kanser Komitesi (AJCC) TNM sistemidir:

  1. Ana tümörün boyutu (T): Tümör ne kadar büyük? Hipofarenkse ve yakındaki yapılara ne kadar yayılmıştır?
  2. Yakındaki lenf düğümlerine yayılma (N): Kanser, boyundaki yakındaki lenf düğümlerine yayılmış mı? Eğer öyleyse, kaç tanesi etkilenmiştir, kanserin başladığı tarafla (sol veya sağ) aynı tarafta mı ve bunlar ne kadar büyük?
  3. Uzak bölgelere yayılma (metastaz) (M): Kanser, akciğerler, karaciğer veya kemikler gibi vücudun uzak bölgelerine yayılmış mı?

T, N ve M harflerinden sonra gelen sayılar veya harfler, bu faktörlerin her biri hakkında daha fazla ayrıntı sağlar. Daha yüksek sayılar, kanserin daha ileri düzeyde olduğunu gösterir. Kanserin T, N ve M kategorileri belirlendikten sonra, bu bilgiler evre gruplaması adı verilen bir süreçte birleştirilir ve genel bir evre atanır. Daha fazla bilgi için "Kanser Evreleme" bölümüne bakabilirsiniz.

Aşağıda açıklanan sistem, Ocak 2018'de yürürlüğe giren en güncel AJCC sistemidir.

Hipofarenks kanseri genellikle, yapılan herhangi bir muayene, biyopsi ve görüntüleme testlerinin (Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserleri İçin Testler bölümünde açıklandığı gibi) sonuçlarına dayanan klinik bir evre ile belirlenir. Cerrahi bir müdahale yapılmışsa, patolojik evre (cerrahi evre olarak da adlandırılır) belirlenebilir.

Hipofarenks kanseri evrelemesi karmaşık olabilir, bu yüzden doktorunuza anlayabileceğiniz bir şekilde açıklamasını isteyin.

Daha fazla bilgi için hipofarenksin 3D, etkileşimli renkli modelini keşfedebilirsiniz.

Hipofarenks Alt Boğaz kanserinin evreleri

Evre Grubu

AJCC Evresi

Evre Açıklaması

0

Tis, N0, M0

Tümör, yalnızca hipofarenksin içini döşeyen hücrelerin üst tabakasında bulunur ve daha derinlere büyümemiştir (Tis). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

I

T1, N0, M0

Tümör daha derinlere büyümüştür, ancak yalnızca hipofarenksin bir kısmındadır ve 2 santimetreden (cm) büyük değildir (T1). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

II

T2, N0, M0

Tümör, hipofarenksin birden fazla bölümüne, yakındaki bir alana büyümüş VEYA 2 cm'den büyük ancak 4 cm'den küçük bir boyutta olup ses tellerini etkilememiştir (T2). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

III

T3, N0, M0

Tümör 4 cm'den büyüktür, VEYA ses tellerinin hareketini etkilemiştir, VEYA özofagusa büyümüştür (T3). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) veya vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

 

T1 - T3, N1, M0

Tümör herhangi bir boyutta olabilir ve hipofarenksin dışındaki yapılara büyümüş olabilir veya olmayabilir; ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (T1 - T3). Kanser, tümörle aynı tarafta olan tek bir lenf düğümüne yayılmıştır ve bu lenf düğümü 3 cm'den büyük değildir (N1). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

IVA

T4a, N0 veya N1, M0

Tümör, tiroid veya krikoid kıkırdağa, hyoid kemiğine, tiroid bezine veya yakındaki kas veya yağ dokularına büyümüştür. Bu, orta derecede ileri lokal hastalık olarak bilinir (T4a). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine (N0) yayılmamıştır VEYA tümörle aynı tarafta olan tek bir lenf düğümüne yayılmıştır ve bu lenf düğümü 3 cm'den büyük değildir (N1). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

 

T1 - T4a, N2, M0

Tümör herhangi bir boyutta olabilir ve hipofarenksin dışındaki yapılara büyümüş olabilir veya olmayabilir; ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (T1 - T4a). Kanser, N2: Tümörle aynı tarafta olan tek bir lenf düğümüne yayılmıştır, bu lenf düğümü 3 cm'den büyük ancak 6 cm'den büyük değildir, VEYA Tümörle aynı tarafta birden fazla lenf düğümüne yayılmıştır, bunların hiçbiri 6 cm'den büyük değildir, VEYA Boynun karşı tarafındaki en az bir lenf düğümüne yayılmıştır, bunların hiçbiri 6 cm'den büyük değildir. Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

IVB

T4b, Herhangi bir N, M0

Tümör, boyundaki omurganın önündeki alana (prevertebral boşluk) büyümüştür, karotis arterini sarmıştır veya akciğerler arasındaki alana doğru büyümüştür. Bu, çok ileri lokal hastalık olarak bilinir (T4b). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine yayılmış olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir N). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

 

Herhangi bir T, N3, M0

Tümör herhangi bir boyutta olabilir ve hipofarenksin dışındaki yapılara büyümüş olabilir veya olmayabilir; ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir T). Kanser, 6 cm'den büyük olan en az bir lenf düğümüne yayılmıştır VEYA lenf düğümüne yayılmış ve lenf düğümünün dışına büyümüştür (N3). Kanser, vücudun uzak bölgelerine (M0) yayılmamıştır.

IVC

Herhangi bir T, Herhangi bir N, M1

Tümör herhangi bir boyutta olabilir ve hipofarenksin dışındaki yapılara büyümüş olabilir veya olmayabilir; ses tellerini etkilemiş olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir T). Kanser, yakındaki lenf düğümlerine yayılmış olabilir veya olmayabilir (Herhangi bir N). Kanser, vücudun uzak bölgelerine yayılmıştır (M1).

* Aşağıdaki ek kategoriler yukarıdaki tabloda listelenmemiştir:

  • TX: Ana tümör, bilgi eksikliği nedeniyle değerlendirilemez.
  • NX: Bölgesel lenf düğümleri, bilgi eksikliği nedeniyle değerlendirilemez.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserlerinde Hayatta Kalma Oranları

Hayatta kalma oranları, aynı tür ve evredeki kansere sahip olan kişilerin teşhis konulduktan sonra belirli bir süre (genellikle 5 yıl) hayatta kalanların yüzdesini size bir fikir verebilir. Bu oranlar, ne kadar yaşayacağınızı size söyleyemez, ancak tedavinizin ne kadar başarılı olma olasılığını daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.

Unutmayın ki hayatta kalma oranları tahminlerdir ve genellikle belirli bir kansere sahip çok sayıda kişinin önceki sonuçlarına dayanır, ancak bu oranlar, belirli bir kişinin durumunda ne olacağını tahmin edemez. Bu istatistikler kafa karıştırıcı olabilir ve daha fazla sorunuzun olmasına yol açabilir. Doktorunuz sizin durumunuza aşinadır; bu sayıların sizin için nasıl geçerli olabileceğini sormaktan çekinmeyin.

5 Yıllık Göreceli Hayatta Kalma Oranı Nedir?

Göreceli hayatta kalma oranı, aynı tür ve evrede kansere sahip olan kişileri genel nüfustaki insanlarla karşılaştırır. Örneğin, belirli bir evredeki gırtlak veya alt boğaz kanseri için 5 yıllık göreceli hayatta kalma oranı %80 ise, bu, bu kansere sahip olan kişilerin, teşhis konulduktan sonra en az 5 yıl yaşama olasılığının, kansere sahip olmayan kişilere kıyasla ortalama olarak %80 olduğunun bir göstergesidir.

Bu Sayılar Nereden Geliyor?

Amerikan Kanser Derneği, farklı kanser türleri için hayatta kalma istatistiklerini sağlamak amacıyla Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI) tarafından yönetilen Gözetim, Epidemiyoloji ve Sonuçlar (SEER) veri tabanından alınan bilgilere güvenmektedir.

SEER veri tabanı, kanserin ne kadar yayıldığına dayalı olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde gırtlak ve alt boğaz kanseri için 5 yıllık göreceli hayatta kalma oranlarını izler. Ancak SEER veri tabanı, gırtlak veya alt boğaz kanseri için kanserleri AJCC TNM evreleri (evre 1, evre 2, evre 3, vb.) kullanarak gruplamaz. Bunun yerine, kanserleri lokalize, bölgesel ve uzak evreler olarak gruplar:

  • Lokalize: Kanserin gırtlak/alt boğaz dışına yayıldığına dair hiçbir belirti yoktur.
  • Bölgesel: Kanser, gırtlak/alt boğaz dışına, yakındaki yapılara veya lenf düğümlerine yayılmıştır.
  • Uzak: Kanser, akciğerler gibi vücudun uzak bölgelerine yayılmıştır.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserlerinde 5 Yıllık Göreceli Hayatta Kalma Oranları

Bu oranlar, 2012 ile 2018 yılları arasında gırtlak veya alt boğaz kanseri teşhisi konan kişilerden elde edilmiştir. Gırtlak kanserleri için hayatta kalma oranları, kanserin başladığı gırtlak bölgesine (supraglottis, glottis veya subglottis) bağlı olarak farklılık gösterir.

Supraglottis (Ses tellerinin üzerindeki gırtlak kısmı)

SEER Evresi

5 Yıllık Göreceli Hayatta Kalma Oranı

Lokalize

%61

Bölgesel

%46

Uzak

%30

Tüm SEER evreleri birlikte

%45

Glottis (Ses tellerini içeren gırtlak kısmı)

SEER Evresi

5 Yıllık Göreceli Hayatta Kalma Oranı

Lokalize

%84

Bölgesel

%52

Uzak

%45

Tüm SEER evreleri birlikte

%77

Subglottis (Ses tellerinin altındaki gırtlak kısmı)

SEER Evresi

5 Yıllık Göreceli Hayatta Kalma Oranı

Lokalize

%59

Bölgesel

%38*

Uzak

%44*

Tüm SEER evreleri birlikte

%49

* Uzak evredeki bu kanserler için 5 yıllık göreceli hayatta kalma oranı, bölgesel evredekinden daha yüksektir. Bunun nedeni tam olarak bilinmemektedir, ancak bu oranların az sayıda vaka üzerinden hesaplandığını bilmek önemlidir.

Alt Boğaz (Hipofarenks)

SEER Evresi

5 Yıllık Göreceli Hayatta Kalma Oranı

Lokalize

%61

Bölgesel

%39

Uzak

%28

Tüm SEER evreleri birlikte

%37

Bu Sayıları Anlamak

Bu oranlar, kanserin ilk teşhis edildiği evreye özeldir. Kanser büyürse, yayılırsa veya tedavi sonrasında geri gelirse bu oranlar geçerli değildir.
Bu sayılar her şeyi kapsamaz. Hayatta kalma oranları, kanserin ne kadar yayıldığına göre gruplanmıştır. Ancak yaşınız, genel sağlığınız ve kanserin tedaviye ne kadar iyi yanıt verdiği gibi diğer faktörler de görünümünüzü etkileyebilir.
Gırtlak veya alt boğaz kanseri teşhisi konan kişiler, bu sayılardan daha iyi bir görünüme sahip olabilir. Tedaviler zamanla gelişir ve bu oranlar, en az 5 yıl önce teşhis ve tedavi edilen kişilere dayanmaktadır.

Doktorunuza Gırtlak veya Alt Boğaz Kanseri Hakkında Sorabileceğiniz Sorular

Kanser bakım ekibinizle dürüst ve açık tartışmalar yapmanız önemlidir. Onlar, bilinçli tedavi kararları verebilmeniz için tüm sorularınızı yanıtlamak isterler. Örneğin, aşağıdaki soruları düşünebilirsiniz:

Size Gırtlak veya Alt Boğaz Kanseri Teşhisi Konduğunda Sorabileceğiniz Sorular

  • Kanserim nerede bulunuyor?
  • Kanserim başladığı yerin ötesine yayıldı mı?
  • Kanserimin evresi (yayılma durumu) nedir ve bu ne anlama geliyor?
  • Tedaviye karar vermeden önce başka testler yaptırmam gerekecek mi?
  • Başka doktorlar veya sağlık uzmanlarıyla görüşmem gerekecek mi?
  • Teşhis ve tedavi maliyetleri ve sigorta kapsamı konusunda endişelerim varsa, bana kim yardımcı olabilir?

Tedavi Planına Karar Verirken Sorabileceğiniz Sorular

  • Bu tür kanseri tedavi etme konusunda çok deneyiminiz var mı?
  • Tedavi seçeneklerim nelerdir?
  • Tedavi kapsamında cerrahi müdahale gerekirse, larinjektomi yapmam gerekecek mi? Eğer gerekiyorsa, hangi türü olacak? Sesim etkilenecek mi?
  • Ne öneriyorsunuz ve neden?
  • Tedavinin amacı nedir?
  • Bu tedavi seçenekleriyle bu kanserden tamamen kurtulma olasılığım nedir?
  • Tedaviye ne kadar hızlı karar vermem gerekiyor?
  • Tedaviye hazırlanmak için ne yapmalıyım?
  • Tedavi ne kadar sürecek? Nasıl olacak? Nerede yapılacak?
  • Önerdiğiniz tedavilerin riskleri veya yan etkileri nelerdir? Yan etkileri azaltmak için yapabileceğim şeyler var mı?
  • Bu tedavi sesimi nasıl etkileyecek? Eğer gırtlağım alınırsa, sesimi geri kazanmak için ne gibi seçeneklerim olacak?
  • İkinci bir görüş almalıyım mı? Bunu nasıl yaparım? Birini önerebilir misiniz?
  • Tedavi günlük aktivitelerimi nasıl etkileyecek? Tam zamanlı çalışmaya devam edebilir miyim?
  • Tedavi işe yaramazsa veya tedavi sonrasında kanser geri gelirse (nüks ederse) seçeneklerim neler olacak?
  • Tedaviye gidiş-gelişlerde ulaşım sorunlarım olursa ne yapmalıyım?
  • Uygun olabileceğim klinik deneylerden haberdar mısınız?

Tedavi Sırasında Sorabileceğiniz Sorular

Tedavi başladıktan sonra ne beklemeniz gerektiğini ve neye dikkat etmeniz gerektiğini bilmeniz gerekir. Bu soruların tümü sizin için geçerli olmayabilir, ancak ilgili olanları sormak faydalı olabilir.

  • Tedavinin işe yaradığını nasıl anlayacağım?
  • Yan etkileri yönetmeme yardımcı olacak bir şey yapabilir miyim?
  • Hangi semptomları veya yan etkileri hemen size bildirmeliyim?
  • Gece, tatil günleri veya hafta sonları size nasıl ulaşabilirim?
  • Tedavi sırasında ne yediğimi değiştirmem gerekiyor mu?
  • Yapabileceklerim veya yiyebileceklerim konusunda sınırlar var mı?
  • Tedavi sırasında egzersiz yapabilir miyim? Eğer yapabilirsem, ne tür egzersizler yapmalıyım ve ne sıklıkla?
  • Kendimi bunalmış, depresif veya stresli hissetmeye başlarsam görebileceğim bir ruh sağlığı uzmanı önerebilir misiniz?
  • Ailem uzakta yaşıyor ve tedavi sırasında sosyal desteğe ihtiyacım olursa ne yapmalıyım?

Tedavi Sonrası Sorabileceğiniz Sorular

  • Tedavi sonrası özel bir diyet yapmam gerekiyor mu?
  • Konuşma ve yutma fonksiyonlarımı kontrol etmek için bir uzmana görünmem gerekecek mi?
  • Yapabileceklerim konusunda sınırlamalar var mı?
  • Hangi semptomlara dikkat etmeliyim?
  • Şimdi ne tür egzersizler yapmalıyım?
  • Ne sıklıkta takip muayeneleri ve görüntüleme testleri yaptırmam gerekecek?
  • Bir sonraki endoskopim ne zaman yapılmalı?
  • Kan testleri yaptırmam gerekecek mi?
  • Kanserin geri gelip gelmediğini nasıl anlayacağız? Hangi belirtilere dikkat etmeliyim?
  • Kanser geri gelirse seçeneklerim neler olacak?
  • Tedavi sonrası ne tür bir takip gerekecek?

Bu örnek soruların yanı sıra, kendi sorularınızı da yazmayı unutmayın. Örneğin, iyileşme süreleri hakkında daha fazla bilgi almak isteyebilir, böylece iş veya aktivite programınızı planlayabilirsiniz.

Unutmayın ki sadece doktorlar size bilgi veremez. Hemşireler ve sosyal hizmet uzmanları gibi diğer sağlık profesyonelleri de bazı sorularınızı yanıtlayabilir. Sağlık ekibinizle konuşmak hakkında daha fazla bilgi edinmek için "Doktor-Hasta İlişkisi" bölümüne bakabilirsiniz.

 

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserinin Tedavisi

Eğer gırtlak veya alt boğaz kanseri teşhisi konulduysa, kanser bakım ekibiniz sizinle tedavi seçenekleri hakkında konuşacaktır. Tedavi planı seçmek önemli bir karardır, bu yüzden tüm seçeneklerinizi düşünmek için zaman ayırmanız önemlidir.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserlerinin Tedavisinde Cerrahi Müdahale

Baş ve boyun kanseri olan kişilerin, bu tür kanser ameliyatlarını sıkça gerçekleştiren merkezlerde tedavi gördüklerinde, genellikle daha uzun yaşadıkları tespit edilmiştir. Bu tür karmaşık ameliyatların yanı sıra, tam bir tedavi planı oluşturmak için kanser uzmanları arasında koordinasyon gerekliliği nedeniyle, bu kanserlerin tedavisinde deneyimli bir cerrah ve kanser merkezine sahip olmak son derece önemlidir.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri Ameliyatından Önce Sigarayı Bırakın

Eğer sigara içiyorsanız, bırakmanız önemlidir. Kanser tedavisi sırasında sigara içmek, kötü yara iyileşmesi, daha fazla yan etki ve tedaviden daha az fayda sağlanması ile ilişkilidir, bu da kanserin geri gelme (nüks) riskini artırabilir. Tedavi sonrasında sigara içmek, başka bir yeni kanser geliştirme olasılığını da artırabilir. Tedavi başlamadan önce (mümkünse) sigarayı bırakmak, hayatta kalma şansınızı artırmanın en iyi yoludur. Sigarayı bırakmak için hiçbir zaman geç değildir. Yardım almak için, "Tütünü Bırakma Yöntemleri" bölümüne bakabilirsiniz.

Gırtlak veya Alt Boğaz Kanserini Tedavi Etmek İçin Hangi Tür Ameliyatlar Yapılır?

Gırtlak ve alt boğaz kanserlerini tedavi etmek için cerrahi müdahale yaygın olarak kullanılır. Kanserin türüne, evresine, yerine ve diğer dokuların etkilenip etkilenmediğine bağlı olarak, kanseri ve bazen de gırtlak veya alt boğaz yakınındaki diğer dokuları çıkarmak için farklı ameliyatlar uygulanabilir. Neredeyse tüm ameliyatlarda, kanserin tamamını ve etrafındaki sağlıklı dokudan bir kenar (marj) çıkarma hedeflenir.

Bazı erken evre kanserler için ameliyat tek başına yeterli olabilir. Ayrıca, daha ileri evre kanserler için kemoterapi veya radyoterapi gibi diğer tedavilerle birlikte kullanılabilir.

Kanser çıkarıldıktan sonra, değişen bölgelerin görünümünü ve işlevini iyileştirmek için rekonstrüktif cerrahi yapılabilir.

Endoskopik Cerrahi

Bu ameliyat için bir endoskop boğazınıza indirilir ve tümör bulunur. Endoskop, ucunda ışık ve kamera bulunan uzun, ince bir tüptür. Doktor, kamera aracılığıyla tümörü görebilir ve endoskop aracılığıyla uzun cerrahi aletler geçirerek erken evre gırtlak kanserlerinin bazılarını bulabilir, biyopsi yapabilir ve tedavi edebilir. Erken evre gırtlak kanserinde, endoskopik cerrahinin radyoterapi kadar etkili olabileceği gösterilmiştir.

Ses Telleri Soyulması

Kanser veya öncül kanser yalnızca ses tellerinin yüzeyinde ise, bu tür bir ameliyatla kanser ve ses tellerinin yüzeyindeki dokular soyularak çıkarılabilir. Çoğu insan bu ameliyattan sonra normal şekilde konuşabilir.

Lazer Cerrahisi

Lazerler, endoskop aracılığıyla da kullanılabilir. Tümörü çıkarmak (kesmek) için kullanılabilirler. Bu bazen transoral lazer mikrosurgeri (TLM) olarak adlandırılır.

Larinjektomi

Larinjektomi, gırtlağın (ses kutusu) bir kısmının veya tamamının çıkarılmasıdır. Bu işlem, Adem elması bölgesinin üzerindeki boynun dış kısmında bir kesik (insizyon) yapmayı içerir.

  • Parsiyel Larinjektomi: Gırtlağın küçük kanserleri genellikle sadece ses kutusunun bir kısmı çıkarılarak tedavi edilebilir. Parsiyel larinjektomilerin farklı türleri vardır, ancak hepsinin amacı aynıdır: kanserin tamamını çıkarırken gırtlağın mümkün olduğunca fazlasını bırakmak.
  • Total Larinjektomi: Bu işlem, gırtlağınızın tamamını çıkarır. Trakea (nefes borusu) daha sonra boynunuzun ön kısmındaki cilt yoluyla bir stoma (delik) haline getirilir ve bu delik aracılığıyla nefes alırsınız. Eğer gırtlağınızın tamamı çıkarılırsa, eskisi gibi konuşamazsınız, ancak konuşmanın başka yollarını öğrenebilirsiniz. Boğaz ve özofagus (yutma borusu) arasındaki bağlantı genellikle etkilenmez, bu nedenle ameliyattan önce olduğu gibi yiyecek ve sıvıları yutabilirsiniz.

Total veya Parsiyel Farenjektomi

Farenksin (boğaz) tamamını veya bir kısmını çıkarmak için yapılan cerrahiye farenjektomi denir. Bu operasyon, hipofarenks kanserlerini tedavi etmek için kullanılabilir. Genellikle, hipofarenks ile birlikte gırtlak da çıkarılır. Ameliyattan sonra, bu boğaz bölümünü yeniden inşa etmek ve yutma yeteneğinizi iyileştirmek için rekonstrüktif cerrahi gerekebilir.

Lenf Düğümü Çıkarılması

Gırtlak ve hipofarenks kanserleri, boyundaki lenf düğümlerine yayılabilir. Doktorunuz, lenf düğümlerine yayılma olasılığının yüksek olduğunu düşünüyorsa, lenf düğümleri (ve yakındaki diğer dokular) boynunuzdan çıkarılabilir. Bu işlem, boyun diseksiyonu olarak adlandırılır ve genellikle ana tümörü çıkarmak için yapılan ameliyatla aynı zamanda yapılır. Bu işlem, kanser içermesi muhtemel tüm lenf düğümlerinin çıkarıldığından emin olmak için gerekebilir.

Boyun diseksiyonunun en yaygın iki formu, kapsamlı boyun diseksiyonu ve daha az kapsamlı olan selektif boyun diseksiyonudur. Boyundan çıkarılan doku miktarı bakımından farklılık gösterirler.

  • Kapsamlı Boyun Diseksiyonu: Boyundaki lenf düğümlerini çıkarırken bazı sinirler, damarlar ve kaslar da çıkarılabilir.
  • Selektif Boyun Diseksiyonu: Bu tür boyun diseksiyonunda, sinirler, damarlar veya kaslar etkilenmez ve sadece boynun belirli bölgelerindeki lenf düğümleri çıkarılır. Bu tür cerrahi, omuz ve boyun işlevlerinizi normal şekilde korumaya çalışmak için daha az normal yapı çıkarır.

Tiroidektomi

Bazen kanser, tiroid bezine yayılır ve bu bezin tamamının veya bir kısmının çıkarılması gerekir. Tiroid bezi, boynunuzun önünde bulunur ve nefes borusunun etrafını sarar. Vücudunuzun kalsiyum kullanma şekli üzerinde etkisi olan hormonları üretir.

Eğer tiroid bezinin tamamı çıkarılırsa, vücudunuz ihtiyaç duyduğu tiroid hormonunu artık üretemez. Bu durumda, doğal hormon kaybını telafi etmek için tiroid hormonu (levotiroksin) hapları almanız gerekir.

Rekonstrüktif Cerrahi

Bu operasyonlar, kanseri çıkarmak için yapılan ameliyatla etkilenen bölgelerin yapısını veya işlevini yeniden kazandırmak amacıyla yapılabilir.

  • Miyokutan Flaplar: Bazen boğazınıza yakın bir bölgeden, örneğin göğsünüzden (pektoralis major flap), bir kas ve bağlı bir cilt parçası kısmen çıkarılır ve boğazınızın bir kısmını yeniden inşa etmek için yukarı doğru döndürülür.
  • Serbest Flaplar: Mikrocerrahi (mikroskop altında küçük kan damarlarını dikme) alanındaki ilerlemelerle birlikte, cerrahların artık birçok rekonstrüksiyon seçeneği vardır. Bağırsaklardan bir parça veya kol kasından bir parça gibi vücudunuzun diğer bölgelerinden alınan dokular, boğazınızın parçalarını yeniden inşa etmek için kullanılabilir.

Trakeostomi

Trakeostomi, trakeanın (nefes borusu) boynun önündeki bir delik (stoma) ile bağlanarak kişinin nefes almasına yardımcı olması için yapılan bir işlemdir. Bu, belirli durumlarda kullanılabilir.

Örneğin, parsiyel larinjektomi veya farenjektomi sonrası, iyileşme sürecinde havayolunuzu korumaya yardımcı olmak için geçici (kısa süreli) bir trakeostomi gerekebilir. Bunun için küçük bir plastik tüp (trakeostomi tüpü) boynunuzun önündeki bir delikten trakeaya yerleştirilir. Tüp, kısa bir süreliğine yerinde kalır ve artık gerekmediğinde çıkarılır. Ardından, eskiden olduğu gibi ağız ve burun yoluyla nefes alırsınız.

Yukarıda açıklandığı gibi, total larinjektomi sonrası kalıcı bir trakeostomi gereklidir. Bu durumda, trakea üzerindeki açıklık boynunuzun önündeki bir deliğe bağlanır. Trakeostomi deliğini açık tutmaya yardımcı olmak için bir trakeostomi tüpü veya stoma kapağı gerekebilir. Bu delik yoluyla ağız ve burun yerine nefes alırsınız.

Eğer gırtlak veya hipofarenks kanseri, nefes borusunu tıkıyorsa ve tamamen çıkarılamayacak kadar büyükse, nefes almanızı daha rahat hale getirmek için nefes borunuzun alt kısmını boynunuzun önündeki bir stomaya (delik) bağlayarak bir açıklık yapılabilir.

Gastrostomi Tüpü

Gırtlak ve hipofarenks kanserleri, yeterli miktarda yiyecek yutmanızı zorlaştırabilir, bu da iyi beslenme ve sağlıklı bir kiloyu korumanızı zorlaştırabilir. Bu durum, sizi zayıflatabilir ve tedaviyi tamamlamanızı zorlaştırabilir.

Bazı gırtlak veya hipofarenks kanseri olan kişiler, tedavi öncesinde bir beslenme tüpüne (genellikle gastrostomi tüpü veya G-tüpü olarak adlandırılır) ihtiyaç duyabilir. Bir G-tüp, karın bölgenizdeki cilt ve kaslar aracılığıyla doğrudan midenize yerleştirilir. Tüp genellikle ağzınızdan mideye indirilen esnek, ışıklı bir alet (endoskop) yardımıyla yerleştirilir. Bu işlem, sizi sedasyona (uyutulma) alınırken yapılır. Üst endoskopi sırasında yerleştirildiğinde, perkütan endoskopik gastrostomi (PEG tüpü) olarak adlandırılır. Bir diğer seçenek de tüpü bir ameliyat sırasında yerleştirmektir. Tüp yerleştirildiğinde, sıvı besinler ve ilaçlar doğrudan mideye konulabilir.

Genellikle, gastrostomi tüpü, kanser tedavisi sırasında yeterli beslenmeyi sağlamak için kısa süreliğine gereklidir. Tedavi sonrası tekrar yutabilmeye başladığınızda, tüp genellikle çıkarılır. G-tüpü ile beslenme sırasında bile yutmaya devam etmek önemlidir. Bu, bu kasları aktif tutmaya yardımcı olur ve tedavi tamamlandıktan sonra normal yutma işlevine dönme şansınızı artırır.

Ameliyatın Olası Riskleri ve Yan Etkileri

Tüm ameliyatlar, kan pıhtıları, enfeksiyonlar, anestezi komplikasyonları ve zatürree gibi bazı riskler taşır. Bu riskler genellikle düşük olmakla birlikte, daha karmaşık operasyonlarda daha yüksek olabilir. Nadir olarak, bazı insanlar ameliyattan sağ çıkamazlar.

Larinjektomi veya farenjektomi yapılan hastalar, genellikle normal şekilde konuşma yeteneklerini kaybederler. Bazı kişiler, ameliyattan sonra trakeostomiye ihtiyaç duyabilir. Daha az kapsamlı operasyonlar bile bazen konuşmayı etkileyebilir. Boğaz veya ses kutusu ile ilgili ameliyatlar, boğazın veya gırtlağın yavaşça daralmasına (stenoz) yol açabilir. Bu durum bazen nefes almayı zorlaştırabilir. Bu durumda, trakeostomi gerekebilir.

Boğaz veya gırtlak ameliyatları bazen yutmayı zorlaştırabilir. Bu durum, yeme şeklinizi etkileyebilir ve kalıcı bir beslenme tüpü gerektirecek kadar şiddetli olabilir.

Larinjektomi ve farenjektomi ayrıca fistül (normalde bağlantılı olmayan iki alan arasında anormal bir açıklık) oluşumuna yol açabilir. Bu durumu düzeltmek için cerrahi müdahale gerekebilir.

Boyun cerrahisinin çok nadir görülen ancak ciddi bir komplikasyonu, karotis arterinin (boynun her iki tarafındaki büyük arter) yırtılmasıdır.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserlerinde Radyoterapi

Baş ve boyun kanserlerini radyoterapi ile tedavi eden merkezlerde tedavi gören kişilerin, genellikle daha uzun yaşadıkları tespit edilmiştir. Bu tür karmaşık ameliyatların yanı sıra, tam bir tedavi planı oluşturmak için kanser uzmanları arasında koordinasyon gerekliliği nedeniyle, bu kanserlerin tedavisinde deneyimli bir radyasyon onkoloğu ve kanser merkezine sahip olmak son derece önemlidir.

Radyoterapi, kanser hücrelerini öldürmek için yüksek enerjili x-ışınları veya parçacıklar kullanır. Gırtlak ve alt boğaz kanserlerini tedavi etmek için birçok şekilde kullanılabilir:

  • Bazı erken evre gırtlak ve alt boğaz kanserleri için ana (primer) tedavi olarak. Eğer kanser küçükse, genellikle radyoterapi ile yok edilebilir ve cerrahiye ihtiyaç duyulmaz. Bu, ses kalitesini daha iyi korumaya yardımcı olabilir.
  • Cerrahi müdahale yapılamayacak kadar hasta olan kişiler için.
  • Cerrahi sonrasında (adjuvan tedavi), çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük olabilecek ve geride kalmış olabilecek kanser hücrelerini öldürmek ve kanserin geri gelme riskini azaltmak amacıyla.
  • Tedavi sonrasında geri gelen kanserler (nüks).
  • İleri evre gırtlak ve alt boğaz kanserlerinde ağrı, kanama, yutma zorluğu ve kanserin akciğerler veya kemiklere yayılmasından kaynaklanan sorunlar gibi semptomları hafifletmek amacıyla (palyatif veya destekleyici bakım olarak).

Çoğu zaman, ileri evre gırtlak ve alt boğaz kanserlerinde kemoterapi, radyoterapi ile aynı anda verilir. Bu kombinasyon, kemoradyasyon olarak adlandırılır ve genellikle tek başına radyoterapiden daha iyi çalışır, ancak aynı zamanda daha fazla yan etkisi de vardır.

Bu bölgeye yapılan radyasyon tedavisi, diş ve diş etlerinde sorunlara neden olabilir, bu yüzden tedaviye başlamadan önce bir diş hekimine görünmek önemlidir. Diş hekiminiz, tedavi öncesinde ağzınızın sağlıklı olduğundan emin olabilir. Tedavi sırasında ve sonrasında diş hekiminiz, enfeksiyon veya diş ve kemik hasarı gibi ortaya çıkabilecek sorunları kontrol edip tedavi edebilir.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri Tedavisine Başlamadan Önce Sigara Bırakmak

Eğer sigara içiyorsanız, bırakmanız önemlidir. Radyoterapi sırasında sigara içmek, kanserin küçülme olasılığını azaltabilir, yan etkileri artırabilir ve radyoterapiden elde edeceğiniz faydayı azaltabilir (bu da kanserin geri gelme riskini artırabilir). Tedavi sonrasında sigara içmek, başka bir yeni kanser geliştirme olasılığını da artırabilir. Tedavi başlamadan önce (mümkünse) sigarayı bırakmak, hayatta kalma şansınızı artırmanın en iyi yoludur. Sigarayı bırakmak için hiçbir zaman geç değildir. Yardım almak için, "Tütünü Bırakma Yöntemleri" bölümüne bakabilirsiniz.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri İçin Radyoterapi Türleri

Gırtlak ve alt boğaz kanserini tedavi etmek için kullanılabilecek radyoterapi türleri şunlardır:

  • Dıştan Işın Radyoterapisi (EBRT)
  • Brahiterapi

Dıştan Işın Radyoterapisi (EBRT)

Gırtlak ve alt boğaz kanserini tedavi etmek için kullanılan ana radyoterapi türü, dıştan ışın radyoterapisidir (EBRT). EBRT, vücudun dışından gelen radyasyonu kansere odaklar.

Tedaviler başlamadan önce, radyasyon ekibi radyasyon ışınlarının doğru açılarla hedeflenmesini ve doğru radyasyon dozunu belirlemek için bir BT taraması kullanır. Baş, boyun ve omuzlarınızı her tedavi için aynı pozisyonda tutmak için plastik bir ağdan yapılmış esnek, ancak sağlam bir baş ve boyun maskesi yapılabilir. Bazı insanlar bu maske takılıyken biraz sıkışmış hissedebilir ve tedavi sırasında rahatlamalarına yardımcı olacak bir ilaç talep edebilirler. Bazen, maske çok sıkı olmaması için ayarlanabilir. Radyasyon onkoloğunuz bu seçenekleri sizinle tartışabilir.

Radyoterapi, bir röntgen çektirmek gibidir, ancak radyasyon çok daha güçlüdür. İşlemin kendisi acı vermez. Her tedavi sadece birkaç dakika sürer, ancak tedavi için sizi pozisyona getirme süresi genellikle daha uzun sürer.

Gırtlak ve alt boğaz kanseri için standart EBRT, genellikle 7 hafta boyunca haftada 5 gün olmak üzere günlük fraksiyonlar (dozlar) halinde verilir. Gırtlak veya alt boğaz kanserini tedavi etmek için kullanılabilecek diğer radyasyon takvimleri şunlardır:

  • Hiperfraksiyonasyon Radyasyon: Günde birden fazla kez biraz daha düşük bir radyasyon dozu verilir (örneğin, 7 hafta boyunca günde iki kez radyasyon verilir).
  • Hızlandırılmış Fraksiyonasyon Radyasyon: Standart bir radyasyon dozu, normalde 7 hafta yerine daha kısa bir süre içinde (5-6 hafta) verilir (örneğin, 5 hafta boyunca haftada 6 gün radyasyon verilir).
  • Hipofraksiyonasyon Radyasyon: Tedavi sayısını azaltmak için her gün biraz daha yüksek bir radyasyon dozu verilir (örneğin, her gün daha yüksek bir radyasyon dozu 6 hafta boyunca verilir, standart 7 hafta yerine).

Daha gelişmiş EBRT teknikleri de doktorların radyasyonu daha hassas bir şekilde odaklamasına yardımcı olur:

  • Üç Boyutlu Konformal Radyasyon Terapisi (3D-CRT): 3D-CRT, tümörün yerini tam olarak haritalamak için özel bilgisayarlar kullanır. Daha sonra birkaç radyasyon ışını şekillendirilir ve farklı açılardan tümöre yönlendirilir, bu da normal dokulara zarar verme olasılığını azaltır.
  • Yoğunluk Ayarlı Radyasyon Terapisi (IMRT): IMRT, 3D-CRT'nin bir formudur. Radyasyonu verirken aslında hasta etrafında hareket eden bilgisayar kontrollü bir makine kullanır. Işınları şekillendirip onları birkaç açıdan tümöre yönlendirmenin yanı sıra, ışınların yoğunluğu (gücü) de ayarlanabilir, bu da yakınındaki normal dokulara ulaşan dozu sınırlar. Bu, doktorun tümöre daha yüksek bir doz vermesine yardımcı olur.

Brahiterapi

Dahili radyoterapi olarak da bilinen brahiterapi, radyoaktif maddeyi doğrudan veya kanserin yakınına yerleştirir. Bu, gırtlak ve alt boğaz kanserini tedavi etmek için nadiren ilk tedavi olarak kullanılır, ancak kanser nüks ettiğinde (geri döndüğünde) kullanılabilir.

Gırtlak veya Alt Boğaz Kanseri İçin Radyoterapinin Yan Etkileri

Radyoterapi alacaksanız, doktorunuza olası yan etkiler hakkında sorular sormak önemlidir, böylece ne beklemeniz gerektiğini bilirsiniz.

Yaygın yan etkiler, radyasyonun hedeflendiği yere bağlıdır ve şunları içerebilir:

  • Tedavi edilen bölgede cilt problemleri, kızarıklıktan kabarcıklanma ve soyulmaya kadar değişebilir.
  • Ağız yaraları
  • Ağız kuruluğu
  • Ses kısıklığının kötüleşmesi
  • Yutma zorluğu
  • Tat değişikliği
  • Şişlikten kaynaklanan solunum zorluğu
  • Yorgunluk
  • İşitme sorunları

Bu yan etkilerin çoğu tedavi sona erdiğinde yavaş yavaş ortadan kalkar. Radyasyonun yan etkileri, kemoterapi ile aynı anda verildiğinde daha kötü olma eğilimindedir. Herhangi bir yan etki yaşarsanız, doktorunuza bildirin, çünkü genellikle yardım edebilecek yollar vardır.

Ağız Yaraları ve Yutma Sorunları

Boyun ve boğaz bölgesine radyasyon tedavisi uygulanan birçok kişi, ağız ve boğazda ağrılı yaralar yaşar, bu da yemek yemeyi ve içmeyi çok zorlaştırabilir. Bu durum kilo kaybına ve yetersiz beslenmeye yol açabilir. Yaralar, radyasyon sona erdikten sonra zamanla iyileşir, ancak bazı insanlar tedavi sona erdikten sonra uzun süre yutma sorunları yaşamaya devam edebilir.

Yutma kaslarını çalışır durumda tutmaya yardımcı olmak ve tedaviden sonra normal şekilde yemek yeme şansınızı artırmak için yapabileceğiniz yutma egzersizleri hakkında konuşmanız iyi olur.

Ağız Kuruluğu

Baş ve boyun bölgesine yönlendirilen radyasyon, tükürük bezlerine zarar verebilir ve bu da zamanla düzelmeyen ağız kuruluğuna yol açabilir. Bu durum rahatsızlık ve yutma güçlüğüne neden olabilir ve ayrıca diş çürümesine ve çene kemiğinde hasara yol açabilir. Boyun ve boğaz bölgesine radyasyon uygulanan kişiler, ağız sağlıklarına dikkat etmeli ve düzenli olarak diş hekimine gitmelidir.

Tiroid Sorunları

Radyasyon, tiroid bezinize zarar verebilir. Doktorunuz, tiroidinizin ne kadar iyi çalıştığını görmek için düzenli kan testleri isteyecektir. Tiroidiniz zarar görmüşse ve iyi çalışmıyorsa tedaviye ihtiyacınız olabilir.

Lenfödem

Radyoterapi ile tedavi edilen bazı kişiler, radyasyon uygulanan baş ve boyun bölgelerinde lenfödem geliştirme riski taşıyabilir. Bu bölgeler şişmiş ve sert hale gelebilir. Bu durum, kişi ameliyat da geçirdiyse daha kötü olabilir. Bazen ilaçlar, fizik tedavi veya masaj terapisi yardımcı olabilir.

Karotis Arterine Zarar

Boyun bölgesine radyasyon uygulanan bir kişi, tedaviden yıllar sonra felç geçirme riski taşıyabilir. Bu durum, radyasyondan önce zaten var olan sağlık sorunlarından kaynaklanabilir, örneğin arterde daralma veya plak artışı gibi, her iki durum da kan akışını azaltabilir. Sigara içenler de risk altındadır. Bu nedenle, bazı doktorlar tedaviden sonra arterlerinizi izlemek için düzenli olarak ultrason planlayabilir.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserleri İçin Kemoterapi

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri Tedavisinden Önce Sigara Bırakmak

Eğer sigara içiyorsanız, bırakmanız önemlidir. Kemoterapi sırasında sigara içmek, yan etkileri artırabilir ve kemoterapi ilaçlarının etkisini azaltabilir. Bu, enfeksiyon kapma riskinizi artırabilir ve tedavi sonuçlarını kötüleştirebilir. Tedavi sonrasında sigara içmek, kanserin geri gelme riskini ve yeni bir kanser gelişme riskini de artırabilir. Sigarayı bırakmak (tedavi başlamadan önce, mümkünse) hayatta kalma şansınızı artırmanın en iyi yoludur. Sigarayı bırakmak için hiçbir zaman geç değildir. Yardım almak için, "Tütünü Bırakma Yöntemleri" bölümüne bakabilirsiniz.

Kemoterapi Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserlerini Nasıl Tedavi Eder?

Kemoterapi (kemo), damar yoluyla enjekte edilen veya ağızdan alınan anti-kanser ilaçları ile yapılan bir tedavidir. Bu ilaçlar kan dolaşımına girer ve vücudun çoğu yerine ulaşır. Kemoterapi, gırtlak ve alt boğaz kanserlerinin tedavisinde farklı zamanlarda kullanılabilir:

  • Birincil (ana) tedavi olarak: Gırtlağın daha ileri evre kanserleri için kemoterapi, radyasyon ile birlikte verilir. Bu tedavi, kemoradyasyon olarak adlandırılır ve genellikle gırtlak ve alt boğaz kanserleri için kullanılır. Bu tedavi, bazı hastaların larinjektomi geçirmesini önleyebilir ve bu da tedavi sonrasında konuşma sorunlarını azaltabilir. Ayrıca, ameliyat olamayacak kadar hasta olan veya ameliyat olmak istemeyen kişiler için ana tedavi olarak da kullanılabilir.
  • Ameliyat sonrası (adjuvan kemoterapi): Ameliyat sonrası, kemoterapi ve radyasyon birlikte kullanılarak, görüntüleme testlerinde görülmeyecek kadar küçük olabilecek kalan kanser hücrelerini öldürmek ve kanserin geri gelme olasılığını azaltmak için kullanılabilir, özellikle de tümörün çıkarılan kenarlarında kanser bulunursa veya kanserin geri gelme olasılığını artıran diğer özellikler varsa.
  • Ameliyat öncesi (neoadjuvan veya indüksiyon kemoterapi): Kemoterapi, ameliyat öncesinde (indüksiyon kemoterapisi) yalnızca veya radyasyonla birlikte verilebilir. Bu, büyük bir tümörü küçültmek ve tedavi edilmesini kolaylaştırmak veya neden olduğu sorunları hafifletmek amacıyla yapılır. Tümörün indüksiyon kemoterapisi ile ne kadar küçüldüğü, bir sonraki tedaviyi belirlemeye yardımcı olabilir. Eğer tümör tamamen kaybolduysa, yalnızca radyasyon tedavisi en iyi seçenek olabilir. Eğer tümör büyük ölçüde küçülmüş ancak görüntüleme testlerinde hala görülebiliyorsa, kemoradyasyon veya yalnızca radyasyon tedavisi seçenekler arasında olabilir. Eğer tümör az veya hiç küçülmezse, ameliyat gerekebilir.
  • Lokal ileri evre kanser için: Ameliyatla tamamen çıkarılamayacak kadar büyük olan veya çok fazla yayılan kanserlerden kaynaklanan semptomları hafifletmek için kemoterapi verilebilir. Bu destekleyici veya palyatif bakım olarak adlandırılabilir.
  • Metastatik kanser (vücudun uzak bölgelerine yayılmış kanser) için: Baş ve boyun bölgesinin dışındaki alanlara, örneğin akciğerler veya kemikler gibi bölgelere yayılmış kanser için kemoterapi verilebilir.

Kemoradyasyon

Kemoradyasyon, kemoterapinin radyasyonla birlikte verilmesidir. Bu kombinasyonun, gırtlak ve alt boğaz tümörlerini tek başına herhangi bir tedaviden daha fazla küçülttüğü gösterilmiştir. Bu tedavi, bazı insanlar için ameliyat yerine kullanılarak gırtlak ve çevresindeki yapıların "korunmasını" sağlar ve değişmeden kalır.

Yaygın bir rejim, radyasyon sırasında her 3 haftada bir (toplamda 3 doz) bir doz cisplatin verilmesidir. Bazen, daha küçük bir doz cisplatin her hafta (toplamda 7 doz) radyasyonla birlikte verilir. Kemoterapiyi tolere edemeyen kişiler için, genellikle hedefe yönelik ilaç cetuximab radyasyonla birlikte kullanılır.

Kemoterapi Nasıl Verilir?

Gırtlak veya alt boğaz kanserini tedavi etmek için damar yoluyla (IV) verilen kemoterapi ilaçları, belirli bir süre boyunca infüzyon olarak verilebilir. Bu, bir doktor ofisinde, infüzyon merkezinde veya hastane ortamında yapılabilir.

Genellikle, kemoterapiyi vermek için daha büyük ve daha dayanıklı bir IV hattı damar sistemine yerleştirilir. Bunlar, merkezi venöz kateterler (CVC), merkezi venöz erişim cihazları (CVAD) veya merkezi hatlar olarak bilinir. İlaçlar, kan ürünleri, besinler veya sıvılar doğrudan kanınıza verilmek için kullanılır. Ayrıca kan testi için kan almak için de kullanılabilirler. En yaygın türler, port ve PICC hattıdır.

Kemoterapi döngüler halinde verilir ve bu döngüler, ilaçların etkilerinden kurtulmanız için bir dinlenme dönemiyle takip edilir. Döngüler haftalık olabilir veya her 3 haftada bir olabilir. Program, kullanılan ilaçlara bağlı olarak değişir. Örneğin, bazı ilaçlarla kemoterapi yalnızca döngünün ilk gününde verilir. Diğerleriyle, arka arkaya birkaç gün boyunca veya haftada bir verilir. Daha sonra, döngünün sonunda, kemoterapi programı tekrar başlar ve bir sonraki döngü başlar.

Adjuvan veya neoadjuvan kemoterapi, kullanılan ilaçlara bağlı olarak haftalar veya aylar boyunca verilebilir. Tedavi süresi, tedavinin ne kadar iyi çalıştığına ve sahip olabileceğiniz yan etkilere bağlıdır.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserlerini Tedavi Etmek İçin Kullanılan Kemoterapi İlaçları

Kemoterapi ilaçları, hızla bölünen hücreleri hedef alarak çalışır; bu, kanser hücrelerini içerir. Gırtlak ve alt boğaz kanserleri için yaygın olarak kullanılan bazı kemoterapi ilaçları şunlardır:

  • Cisplatin
  • Karboplatin
  • 5-fluorouracil (5-FU)
  • Doksetaksel (Taxotere)
  • Paklitaksel (Taxol)
  • Metotreksat
  • Kapesitabin (Xeloda): Bu, tümöre ulaştığında 5-FU'ya dönüşen bir hapdır.

Tedaviniz tek bir ilaçla veya birden fazla ilaçla birlikte yapılabilir. Genellikle kullanılan kemoterapi ilaçları arasında cisplatin veya karboplatin tek başına veya 5-FU ile kombinasyon halinde bulunur, ancak diğer kombinasyonlar da mevcuttur.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserleri İçin Kemoterapinin Olası Yan Etkileri

Kemoterapi ilaçları hızla bölünen hücreleri öldürür, bu da neden kanser hücrelerine karşı etkili olduklarını açıklar. Ancak, ağız ve bağırsakların astarı gibi diğer hücreler de hızla bölünür. Kemoterapi bu hücreleri de etkileyebilir, bu da yan etkilere yol açabilir.

Kemoterapinin yan etkileri, kullanılan ilaçların türüne ve dozuna, ve ne kadar süre alındığına bağlıdır. Yan etkiler, kemoterapi radyasyonla birlikte verildiğinde daha kötü olma eğilimindedir. Yaygın kemoterapi yan etkileri şunları içerebilir:

  • Bulantı ve kusma
  • İştahsızlık veya kilo kaybı
  • Ağız yaraları
  • İshal
  • Saç dökülmesi
  • Tırnak değişiklikleri
  • Cilt değişiklikleri
  • Kulaklarda çınlama

Kemoterapi ayrıca kemik iliğinde kan hücrelerini oluşturan hücreleri de etkileyebilir, bu da şunlara yol açabilir:

  • Enfeksiyon riskinin artması (düşük beyaz kan hücresi sayıları nedeniyle)
  • Kolay kanama veya morarma (düşük trombosit sayıları nedeniyle)
  • Yorgunluk veya nefes darlığı (düşük kırmızı kan hücresi sayıları nedeniyle)

Diğer yan etkiler belirli ilaçlara özgüdür. Kanser bakım ekibinize, aldığınız belirli ilaçların olası yan etkileri hakkında sorular sormanız önemlidir. Örneğin:

  • Nöropati (sinir hasarı): Cisplatin, doksetaksel ve paklitaksel gibi ilaçların yaygın bir yan etkisidir ve ellerde ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma veya hatta ağrıya yol açabilir. Cisplatinin neden olduğu sinir hasarı aynı zamanda işitme kaybına da yol açabilir. Bu, tedavi durduktan sonra genellikle düzelir, ancak bazı insanlarda uzun süre devam edebilir. Eğer bu ilaçlardan biriyle tedavi görecekseniz, yan etkiler hakkında doktorunuzla önceden konuşun ve uyuşma, karıncalanma hissi veya diğer yan etkiler yaşamaya başladığınızda hemen bildirin.
  • El-ayak sendromu: Kapesitabin veya 5-FU (infüzyon olarak verildiğinde) ile tedavi sırasında ortaya çıkabilir. Ellerinizde ve ayaklarınızda kızarıklıkla başlayabilir ve ardından avuç içlerinizde ve tabanlarınızda ağrı ve hassasiyet gelişebilir. Durum kötüleşirse, cilt kabarabilir veya soyulabilir, bazen ağrılı yaralara neden olabilir. Kızarıklık veya hassasiyet gibi erken belirtiler hakkında doktorunuza hemen bildirmek önemlidir, böylece durumun daha da kötüleşmesini önlemek için adımlar atılabilir.

Çoğu yan etki tedavi durdurulduktan sonra düzelir, ancak bazıları uzun süre veya hatta kalıcı olarak devam edebilir. Doktorunuz kemoterapi ile tedavi planlıyorsa, kullanılacak ilaçlar ve olası yan etkileri hakkında konuştuğunuzdan emin olun. Kemoterapiye başlandığında, yan etkiler yaşarsanız sağlık ekibinize bildirin, böylece tedavi edilebilirler. Kemoterapinin birçok yan etkisini önlemenin veya tedavi etmenin yolları vardır. Örneğin, bulantı ve kusmayı önlemeye veya tedavi etmeye yardımcı olabilecek birçok ilaç mevcuttur. Bazı durumlarda, kemoterapi ilaçlarının dozları azaltılabilir veya sorun daha da kötüleşmeden önce tedavi geciktirilebilir veya durdurulabilir.

Hedefe Yönelik Tedavi Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserleri İçin

Hedefe Yönelik İlaç Tedavisi Nedir?

Hedefe yönelik ilaç tedavisi, kanser hücrelerinin büyümesine, yayılmasına ve daha uzun yaşamasına yardımcı olan proteinlere yönelik ilaçların kullanılmasıdır. Bu ilaçlar, kanser hücrelerini yok etmek veya büyümelerini yavaşlatmak için çalışır. Yan etkileri kemoterapiden farklıdır (bazen daha hafif olabilir) ve birçoğu hap şeklinde alınır. Hedefe yönelik ilaç tedavisi, gırtlak ve alt boğaz kanserlerini tedavi etmek için kullanılabilir.

Bazı hedefe yönelik ilaçlar, örneğin monoklonal antikorlar, kanser hücrelerini kontrol etmek için birden fazla yolla çalışır ve aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirdikleri için immünoterapi olarak da kabul edilebilirler.

EGFR Değişikliklerine Sahip Kanser Hücrelerini Hedefleyen İlaçlar

Epidermal büyüme faktörü reseptörü (EGFR), kanser hücrelerinin büyümesine yardımcı olan bir proteindir. EGFR'yi hedefleyen ilaçlar, bazı ileri evre gırtlak ve alt boğaz kanserlerini tedavi etmek için kullanılabilir.

Gırtlak veya Alt Boğaz Kanserleri İçin Cetuximab

Cetuximab (Erbitux), EGFR'yi hedefleyen bağışıklık sistemi proteininin insan yapımı bir versiyonu olan bir monoklonal antikordur. Gırtlak ve alt boğaz kanseri hücrelerinde genellikle normalden fazla EGFR bulunur. Cetuximab, EGFR'yi engelleyerek kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatabilir veya durdurabilir.

Cetuximab, radyoterapi ile birlikte, kanserin lokal olarak yayıldığı ancak kemoterapi adayı olmayan kişilerde kullanılabilir. Bazen cetuximab, kanserin geri döndüğü veya vücudun uzak bölgelerine yayıldığı durumlarda cisplatin ve 5-FU gibi kemoterapi ilaçlarıyla birlikte kullanılabilir.

Cetuximab, haftada bir veya iki haftada bir damar yoluyla (IV) infüzyon olarak verilir.

EGFR'yi Hedefleyen İlaçların Olası Yan Etkileri

Cetuximab'ın en yaygın yan etkileri, tedavi sırasında yüz ve göğüs bölgesinde akne benzeri döküntüler gibi cilt problemleridir, bu durum bazen enfeksiyonlara yol açabilir. Bu cilt döküntüsünü ve ilgili enfeksiyonları hafifletmek için bir antibiyotik krem veya merhem reçete edilebilir. Bu döküntülerin ortaya çıkması, kanserin tedaviye yanıt verdiğini gösterebilir.

Diğer yan etkiler arasında baş ağrısı, yorgunluk, ateş ve ishal bulunabilir. Cetuximab'ın nadir ama ciddi bir yan etkisi, ilk infüzyon sırasında ortaya çıkabilen, solunum sorunlarına ve düşük tansiyona yol açabilen alerjik reaksiyondur. Bu durumu önlemek için tedavi öncesinde ilaç verilecektir.

Yan etkiler hakkında doktorunuzla konuşun ve bunların nasıl önlenebileceği veya tedavi edilebileceği konusunda bilgi alın.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserleri İçin İmmünoterapi

İmmünoterapi, bir kişinin kendi bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini daha etkili bir şekilde bulmasına ve yok etmesine yardımcı olan ilaçların kullanılmasıdır.

Bağışıklık Kontrol Noktası İnhibitörleri

Bağışıklık sisteminizin önemli bir parçası, normal hücrelere saldırmaktan kaçınma yeteneğidir. Bunu yapmak için, bir bağışıklık yanıtını başlatmak amacıyla bağışıklık hücrelerindeki "kontrol noktalarını" veya proteinleri açar (veya kapatır). Kanser hücreleri bazen bu kontrol noktalarını kullanarak bağışıklık sisteminin saldırısından kaçınır.

Bu kontrol noktalarını hedef alan ilaçlar (kontrol noktası inhibitörleri olarak adlandırılır) bazı gırtlak ve alt boğaz kanseri olan kişilerde tedavi için kullanılabilir.

PD-1 İnhibitörleri

Pembrolizumab (Keytruda) ve nivolumab (Opdivo), bağışıklık sistemindeki T hücrelerinde bulunan PD-1 proteinini hedef alır. PD-1 normalde T hücrelerinin diğer hücrelere saldırmasını engeller. Bu ilaçlar PD-1'i engelleyerek bağışıklık yanıtını kanser hücrelerine karşı artırır. Bu, bazı tümörlerin küçülmesine veya büyümelerinin yavaşlamasına neden olabilir.

Gırtlak veya alt boğaz kanseri tedavi sonrasında tekrar ederse veya vücudun diğer bölgelerine yayılmışsa, pembrolizumab ilk tedavi olarak, tek başına veya kemoterapi ile birlikte kullanılabilir, ancak kişi immünoterapi adayı değilse bu ilaç kullanılmaz. Nivolumab ve pembrolizumab, kemoterapi etkisini yitirdiğinde tek başlarına da kullanılabilir.

Bu ilaçlar genellikle 3, 4 veya 6 haftada bir damar yoluyla (IV) infüzyon olarak verilir.

Kontrol Noktası İnhibitörlerinin Olası Yan Etkileri

Bu ilaçların yan etkileri arasında yorgunluk, öksürük, bulantı, ishal, cilt döküntüsü, iştahsızlık, kabızlık, eklem ağrısı ve kaşıntı bulunabilir.

Diğer, daha ciddi yan etkiler daha nadir olarak görülür:

  • İnfüzyon reaksiyonları: Bazı kişiler bu ilaçları alırken bir infüzyon reaksiyonu yaşayabilir. Bu, alerjik bir reaksiyona benzer ve ateş, titreme, yüzün kızarması, döküntü, kaşıntılı cilt, baş dönmesi, hırıltı ve nefes almada zorluk gibi belirtileri içerebilir. Bu ilaçları alırken bu belirtilerden herhangi birini yaşarsanız, hemen doktorunuza veya hemşirenize bildirmek önemlidir.
  • Otoimmün reaksiyonlar: Bu ilaçlar, vücudun bağışıklık sistemindeki güvenlik önlemlerinden birini etkisiz hale getirerek çalışır. Bazen bağışıklık sistemi, vücudun diğer normal bölgelerine saldırmaya başlar ve bu da akciğerlerde, bağırsaklarda, karaciğerde, hormon üreten bezlerde, böbreklerde, sinirlerde, deride veya diğer organlarda ciddi veya hatta yaşamı tehdit eden sorunlara neden olabilir.

Bu ilaçlarla tedavi sırasında veya sonrasında herhangi bir yeni yan etki yaşarsanız, sağlık ekibinize hemen bildirmek çok önemlidir. Ciddi yan etkiler ortaya çıkarsa, tedaviyi durdurmanız ve bağışıklık sisteminizi baskılamak için yüksek doz kortikosteroidler almanız gerekebilir.

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanserlerinin Evrelere Göre Tedavisi

Gırtlak veya alt boğaz kanseri tedavisi büyük ölçüde kanserin evresine (yaygınlığına) dayanır, ancak genel sağlık durumunuz ve kişisel tercihleriniz gibi diğer faktörler de önemlidir.

Önerilen tedavi planı hakkında sorularınız varsa doktorunuzla konuşun. Tedavinin görünüşünüzü, konuşmanızı, nefes almanızı ve yeme alışkanlıklarınızı nasıl değiştireceğini sormayı ihmal etmeyin.

Kanser tedavisi sırasında sigara içmek daha fazla yan etki, kötüleşen sonuçlar ve tedavi yararının azalması ile ilişkilidir. Tedaviye başlamadan önce sigarayı tamamen bırakmak en iyisidir. Sigara içmek aynı zamanda tedaviden sonra kanserin yeniden ortaya çıkma riskini ve yeni bir kanser geliştirme riskini artırır. Sigarayı tamamen bırakmak, hayatta kalma şansınızı artırmanın en iyi yoludur.

Gırtlak Kanserleri

Evre 0

Bu kanserler neredeyse her zaman ses tellerindeki (glottik) kanserlerdir ve ses değişiklikleri nedeniyle erken tespit edilir. Endoskopik cerrahi veya radyoterapi ile hemen hemen her zaman tedavi edilebilirler. Hasta daha sonra kanserin geri dönüp dönmediğini görmek için yakından izlenir. Kanser geri dönerse, radyoterapi kullanılabilir.

Bu evrede neredeyse tüm kanserler büyük cerrahi müdahale olmadan tedavi edilebilir. Ancak, insanların bilmesi önemlidir ki sigara içmeye devam ederlerse, bu tedavinin işe yaramama olasılığını artırır ve başka bir tümör gelişme şansını artırır.

Evre I ve II Gırtlak Kanserleri

Çoğu evre I ve II gırtlak kanseri, tüm gırtlağın alınması gerekmeden başarılı bir şekilde tedavi edilebilir.

Çoğu kişi için radyoterapi tek başına veya kısmi larinjektomi ile yapılan cerrahi kullanılabilir. Birçok doktor, daha küçük kanserler için radyoterapi kullanır. Ses problemleri radyoterapi ile kısmi larinjektomiye göre daha az olma eğilimindedir ve radyoterapi tedavisi ile daha az sorun yaşanır.

Glottik (ses telleri) kanserleri ve supraglottik kanserler (ses tellerinin üzerinde başlayanlar) için tedavi biraz farklıdır.

Glottik Kanser: Bazı erken evre glottik kanserler, kanserli ses telinin çıkarılması (kordektomi) ile veya hatta lazer cerrahisi ile tedavi edilebilir. Çoğu glottik kanserin tedavisi için radyoterapi veya cerrahi genellikle yeterlidir, ancak tedavinin kanseri tamamen tedavi etmediğine dair işaretler varsa (örneğin, çıkarılan tümörün kenarında kanser hücreleri bulunması gibi) ek tedavi seçenekleri radyoterapi, kemoradyoterapi veya larenksin daha fazla kısmının cerrahi olarak çıkarılması olabilir.

Supraglottik Kanser: Supraglottik kanserler boyundaki lenf düğümlerine yayılma olasılığı daha yüksektir. Supraglottik larinjektomi için cerrahi yapılacaksa, cerrah boynunuzdaki lenf düğümlerini de çıkarabilir (lenf düğümü diseksiyonu olarak adlandırılır). Tedaviniz radyoterapi ise, boyundaki lenf düğümlerine de radyoterapi uygulanacaktır. Cerrahiden sonra, kanserin geri dönme olasılığını artıran özelliklere sahip olduğu bulunursa, ek tedavi (örneğin radyoterapi, kemoradyoterapi veya daha kapsamlı cerrahi) gerekebilir.

Evre III ve IV Gırtlak Kanserleri

Bu kanserlerin ilk tedavi seçenekleri arasında cerrahi, kemoterapi ardından kemoradyoterapi veya kemoterapi ile radyoterapi yer alır. Radyoterapi tek başına (veya hedefli ilaç cetuximab ile) daha yoğun tedavileri tolere edemeyen kişiler için bir seçenek olabilir. İmmünoterapi, evre IV kanseri olan bazı insanlar için başka bir seçenek olabilir.

Bu tümörler için cerrahi genellikle larenksin tamamen çıkarılmasıdır (total larinjektomi), ancak bu kanserlerin küçük bir kısmı kısmi larinjektomi ile tedavi edilebilir.

Eğer yayılmamışsa, bu kanserlerin boyundaki lenf düğümlerine yayılma riski yüksektir, bu nedenle cerrahi yapılıyorsa, tümörle birlikte bu lenf düğümleri de sıklıkla çıkarılır. Cerrahiden sonra, kanserin lenf düğümlerine yayılması veya geri dönme olasılığını artıran diğer özelliklere sahip olması durumunda, genellikle kemoterapi ile birlikte radyoterapi gerekebilir.

Cerrahi yerine, birçok doktor artık tedaviye kemoradyoterapi (radyoterapi ve kemoterapi birlikte verilir) ile başlamayı tercih eder. Tedaviden sonra kanser kalırsa, cerrahi işlem yapılabilir. Kemoradyoterapi zor tolere edilir, ancak genellikle total larinjektomi kadar etkili olur ve larenksin kurtarılma şansı sunar. Kanser larenksin yapısını (örneğin tiroid kıkırdağı) tahrip ettiyse, larenks normal şekilde çalışamayabilir. Bu durumlarda en iyi tedavi, larenks ve kanserli diğer dokuların (örneğin tiroid bezi) çıkarılması olabilir.

Başka bir seçenek, yalnızca kemoterapi ile başlamak olabilir, bu işlem indüksiyon kemoterapisi olarak adlandırılır. Eğer tümör küçülürse, radyoterapi veya kemoradyoterapi uygulanır. Eğer tümör küçülmezse, genellikle cerrahi tedavi bir sonraki aşamadır.

Cerrahi ile tamamen çıkarılamayacak kadar büyük veya yayılmış kanserler genellikle kemoterapi veya cetuximab ile birlikte radyoterapi ile tedavi edilir. Başka bir seçenek, tek başına veya kemoterapi ile birlikte immünoterapi olabilir. Bazen tümör yeterince küçülürse, tümör ve boyundaki lenf düğümlerinin çıkarılması için cerrahi bir seçenek olabilir. Ancak birçok ileri evre kanser için, tedavinin amacı genellikle kanserin büyümesini mümkün olduğunca durdurmak veya yavaşlatmak ve neden olabileceği semptomları hafifletmektir. İleri evre gırtlak kanseriniz varsa, tedavi için klinik bir denemeye katılmayı düşünmelisiniz.

Alt Boğaz (Hipofarenks) Kanserleri

Bu kanserler, gırtlak kanserlerinden daha zor tedavi edilir. Küçükken semptom göstermedikleri için, teşhis edildiğinde çoğu zaten ileri evrededir. Bu bölgedeki tümörler ayrıca boyunda açık bir kitle olmasa bile lenf düğümlerine yayılma eğilimindedir. Bu nedenle, boyundaki lenf düğümlerinin tedavisi genellikle önerilir.

Evre I Hipofarenks Kanserleri

Bu kanserlerin ilk tedavi seçenekleri cerrahi, lenf düğümlerine radyoterapi ile veya radyoterapi olmadan.

Cerrahi, tüm farenksin (boğazın) yanı sıra boynun bir veya her iki tarafındaki lenf düğümlerinin çıkarılmasını içerir. Larenks (ses kutusu) genellikle de çıkarılmalıdır. Kanserin geri dönme olasılığının yüksek olduğu kişiler (cerrahi sırasında bulunan bulgulara dayanarak) daha sonra radyoterapi veya kemoradyoterapi ile tedavi edilebilir.

Küçük tümörleri olan bazı hastalar ana tedavi olarak radyoterapi alabilir. Tedavi tamamlandıktan sonra kanser yeniden değerlendirilir ve eğer kanser kalmışsa cerrahi işlem yapılır.

Evre II, III ve IV Hipofarenks Kanserleri

Bu kanserleri tedavi etmek için bir seçenek, farenksin, larenksin, tiroid bezinin ve boyundaki lenf düğümlerinin cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Bu genellikle, radyasyonla veya radyasyonla birlikte kemoterapi ile takip edilir, özellikle cerrahi sırasında bulunan bulgulara göre kanserin geri dönme olasılığı yüksekse.

Başka bir seçenek, önce hem radyasyon hem de kemoterapi (kemoradyoterapi) ile tedavi etmektir. Tedaviden sonra herhangi bir kanser kalırsa, cerrahi işlemle çıkarılmaya çalışılır.

Üçüncü bir seçenek, ilk tedavi olarak kemoterapi almak, bu işlem indüksiyon kemoterapisi olarak adlandırılır. Bu genellikle tümörün ne kadar küçüldüğüne bağlı olarak radyoterapi veya kemoradyoterapi ile takip edilir. Eğer tümör küçülmezse, cerrahi işlem yapılabilir. Tedaviden sonra boyundaki lenf düğümleri hala büyükse, cerrahi işlemle çıkarılabilirler (lenf düğümü diseksiyonu).

Cerrahi ile tamamen çıkarılamayacak kadar büyük veya yayılmış kanserler genellikle kemoterapi veya cetuximab ile birlikte radyoterapi ile tedavi edilir. Başka bir seçenek, tek başına veya kemoterapi ile birlikte immünoterapi olabilir. Bazen tümör yeterince küçülürse, tümör ve boyundaki lenf düğümlerinin çıkarılması için cerrahi bir seçenek olabilir. Ancak birçok ileri evre kanser için, tedavinin amacı genellikle kanserin büyümesini mümkün olduğunca durdurmak veya yavaşlatmak ve neden olabileceği semptomları hafifletmektir.

İleri evre hipofarenks kanseri olan hastalarda tedavi için klinik bir denemeye katılmak genellikle önerilir.

Tedavi Sonrası Nüks Eden veya İlerleyen Gırtlak ve Hipofarenks Kanserleri

Eğer kanser tedavi sırasında büyümeye devam ederse (ilerleme) veya tedaviden sonra geri gelirse (nüks), daha fazla tedavi kanserin yeri ve yaygınlığına, daha önce kullanılan tedavilere ve hastanın sağlık durumuna bağlıdır. Nüks yerel (başladığı yerin yakınında) veya uzak (vücudun diğer bölgelerine, örneğin akciğerler veya kemiklere yayılmış) olabilir. Daha fazla tedavinin amacı - kanseri iyileştirmek mi, büyümesini yavaşlatmak mı yoksa semptomları hafifletmek mi - önemli bir faktördür. Ayrıca daha fazla tedavinin yararları ve risklerini anlamak önemlidir.

Kanser nüksü tedavisi zor olduğundan, hastalar yeni tedaviler için klinik çalışmalara katılmayı düşünebilir.

Yerel Nüks

Sınırlı cerrahi ile tedavi edilmiş kişilerde (örneğin kısmi larinjektomi) yerel nüks durumunda, genellikle daha kapsamlı bir cerrahi işlemle tedavi edilir (örneğin total larinjektomi). Bu işlem, radyoterapi veya kemoradyoterapi ile takip edilebilir.

Yerel nüks ayrıca tek başına immünoterapi veya kemoterapi ile kombine immünoterapi ile tedavi edilebilir. Bazı durumlarda, kemoterapi cetuximab ile birlikte verilebilir. Veya, kemoradyoterapi kullanılabilir.

Eğer kanser radyoterapi sonrası yerel olarak geri dönerse, yaygın tedavi total larinjektomidir, ancak bazen daha fazla radyoterapi kullanılabilir.

Eğer cerrahi yapılamazsa, immünoterapi tek başına veya kemoterapi veya kemoradyoterapi ile birlikte kullanılabilir ve bu kanseri kontrol altına almak ve neden olabileceği sorunları hafifletmek amacı taşır (bu palyatif veya destekleyici bakım olarak adlandırılır).

Uzak Nüks

Eğer nüks uzak bir bölgede (örneğin akciğerler) gerçekleşirse ve cerrahi veya radyoterapi seçenekleri yoksa, immünoterapi tek başına veya immünoterapi ile birlikte kemoterapi kullanılabilir. Başka bir seçenek, hedefli bir ilaçla tedavi, tek başına veya kemoterapi ile birlikte olabilir. Kemoradyoterapi de bir seçenek olabilir, eğer kişi bunu fiziksel olarak tolere edebilirse.

Eğer sadece birkaç tümör varsa, cerrahi işlem yapılabilir. Radyoterapi veya kemoterapi de seçenekler arasındadır.

Kemoterapi, immünoterapi veya kemoradyoterapi kanseri kontrol altına almak ve neden olabileceği sorunları hafifletmek için kullanılabilir (bu palyatif veya destekleyici bakım olarak adlandırılır).

Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri Tedavisinden Sonra

Hayatta kalma, bir sonraki adımlar ve yapabilecekleriniz hakkında bilgi edinin.

Gırtlak veya Alt Boğaz Kanseri Hayatta Kalan Kişi Olarak Yaşamak

Gırtlak veya alt boğaz kanseri geçirmiş birçok kişi için tedavinin sona ermesi hem stresli hem de heyecan verici olabilir. Tedaviyi tamamlamanın verdiği rahatlama hissi ile kanserin geri dönmesinden (nüks) endişe etmek zor olabilir. Kanser geçirmiş bir kişiyseniz, bu durum çok yaygındır.

Bazı kişilerde ise kanser tamamen yok olmayabilir. Bazı kişiler, kanseri mümkün olduğunca uzun süre kontrol altına almak için düzenli olarak tedavi almaya devam edebilirler. Kanserle yaşamayı öğrenmek zor ve çok stresli olabilir.

Doktorunuza hayatta kalma bakım planı hakkında danışın Doktorunuzla hayatta kalma bakım planınızı geliştirmek konusunda konuşun. Bu plan şunları içerebilir:

Takip muayeneleri ve testleri için önerilen bir program Diğer kanser türleri için erken tespit (tarama) testleri veya kanserin veya tedavisinin uzun vadeli sağlık etkilerini incelemek için gelecekte ihtiyacınız olabilecek testler için bir program Tedavinizden kaynaklanan olası geç veya uzun vadeli yan etkilerin bir listesi, nelere dikkat etmeniz gerektiği ve ne zaman doktorunuza başvurmanız gerektiği Sağlığınızı iyileştirmek ve hatta kanserin tekrar etme olasılığını azaltmak için yapabileceğiniz şeyler için öneriler, örneğin beslenme ve fiziksel aktivite önerileri Birinci basamak doktorunuzla (PCP) randevularınızı hatırlatmak, genel sağlık bakımınızı, kanser tarama testlerinizi izleyen kişi olarak. Gırtlak veya alt boğaz kanseri tedavisinden sonra takip bakımı Gırtlak veya alt boğaz kanseri olan kişiler, kanserin geri dönme riski altında olduklarından ve vücudun diğer bölgelerinde yeni kanserler geliştirme riski altında olduklarından, tedaviden sonra yakından izlenmelidirler. Kanser bakım ekibiniz, hangi testlerin yapılması gerektiğini ve bunların ne sıklıkla yapılacağını, kanserin türüne ve evresine, tedavi türüne ve tedaviye verdiğiniz yanıta göre tartışacaktır.

Tedaviyi tamamladıktan sonra, büyük olasılıkla doktorunuzla yıllarca takip randevularınız olacak. Tüm takip randevularınıza gitmek çok önemlidir. Bu ziyaretler sırasında doktorunuz herhangi bir sorununuz olup olmadığını soracak ve kanserin geri dönme, yeni bir kanserin ortaya çıkma veya tedaviye bağlı yan etkiler gibi belirtileri incelemek için laboratuvar testleri veya görüntüleme testleri isteyebilir.

Neredeyse her türlü kanser tedavisinin yan etkileri olabilir. Bazı yan etkiler birkaç gün veya hafta sürebilir, ancak diğerleri uzun süre devam edebilir. Bazı yan etkiler, tedaviyi bitirdikten yıllar sonra bile ortaya çıkmayabilir. Doktor ziyaretleriniz, fark ettiğiniz herhangi bir değişiklik veya sorunu ya da endişelerinizi sormak ve tartışmak için iyi bir zamandır.

Ancak yeni bir sorun ortaya çıkarsa, bunu hemen doktorunuza bildirmenizden çekinmeyin. Bu, doktorunuzun kanseri mümkün olduğunca erken bulmasına yardımcı olabilir, bu da kanser küçükken ve tedavisi daha kolayken tedavi edilebilir olmasını sağlayabilir.

Doktor ziyaretleri ve testler Kanserin kalmadığına dair işaretler yoksa, birçok doktor, tedaviden sonraki ilk birkaç yıl boyunca her 3 ila 6 ayda bir fizik muayene ve aşağıda listelenen bazı testlerin yapılmasını önerecektir. Daha sonra, sonraki birkaç yıl boyunca yaklaşık her 6 ayda bir yapılması tavsiye edilir. Erken evre kanserler için tedavi edilen kişiler bunu daha az sıklıkla yapabilir.

Larenksoskopi: Baş ve boynunuz muayene edilecek (genellikle larenksoskopi dahil) hakkında:

İlk yıl boyunca her 1 ila 3 ayda bir İkinci yıl boyunca her 2 ila 6 ayda bir 3. ila 5. yıllar arasında her 4 ila 8 ayda bir 5. yıldan sonra her yıl Görüntüleme: Göğüs röntgenleri ve diğer görüntüleme testleri, yeni semptomlarınız varsa nüks veya yeni bir tümör olup olmadığını izlemek için kullanılabilir.

Kan testleri: Radyasyonla tedavi edildiyseniz, tiroid beziniz etkilenmiş olabilir. Tiroid fonksiyonunuzu kontrol etmek için düzenli kan testlerine ihtiyacınız olacaktır.

Diş muayeneleri: Radyasyonla tedavi edilen kişilerde ayrıca ağız kuruluğu ve diş çürüğü gibi sorunlar olabilir, bu nedenle düzenli diş muayeneleri genellikle önerilir.

Konuşma, işitme ve yutma rehabilitasyonu: Hem radyasyon hem de cerrahi, konuşma, yutma ve işitme sorunlarına yol açabilir. Bunlar genellikle tedavi sonrasında bir konuşma terapisti tarafından kontrol edilir ve tedavi edilir (aşağıya bakın). Tedaviden etkilenmişse işitmenizi iyileştirmek için cihazlar sağlamak amacıyla bir odyologu (işitme kaybı uzmanı) da görmeniz gerekebilir.

Beslenme takibi: Tedaviden sonra bile, kilonuzu kazanamayabilir veya protein depolarınızı gerektiği kadar iyi bir şekilde yenileyemeyebilirsiniz. Bazen, size bu konuda yardımcı olmak için beslenme uzmanıyla takip ziyaretleri yapılması gerekebilir.

Sigara bırakma: Tedaviden önce sigarayı bırakmakta zorlandıysanız, doktorunuz size danışmanlık ve sigarayı bırakmanıza yardımcı olacak ilaçlar önerebilir. Sigarayı bırakmak çok önemlidir çünkü erken evre gırtlak veya alt boğaz kanseri olan kişiler bile sigara içmeye devam ederlerse sigaraya bağlı yeni bir kanser riski altındadır. Sigara içmeyi bırakma hakkında daha fazla bilgi için Sigarayı Bırakma Yöntemleri ve 1-800-227-2345 numaralı telefonu arayın.

Tedavinin uzun vadeli etkilerini yönetme Total larenjektomi sonrasında trakeostomi (stoma) bakımı Stoma (trakeostomi) sahibi olmak, soluduğunuz havanın artık burnunuzdan veya ağzınızdan geçmeyeceği anlamına gelir. Bu organlar normalde havayı nemlendirir, ısıtır ve filtreler (toz ve diğer parçacıkları uzaklaştırır). Bu, akciğerlerinize giden havanın daha kuru ve soğuk olacağı anlamına gelir. Bu, solunum yollarınızın astarını tahriş edebilir ve kalın veya kabuklu mukusun birikmesine neden olabilir.

Stomanıza nasıl bakım yapacağınızı öğrenmek önemlidir. Solunum yolunuzun daha kuru havaya alışması için operasyondan hemen sonra stomanızın üzerine olabildiğince fazla nemlendirici kullanmanız gerekecektir. Ayrıca, solunum yolunuzu açık tutmaya yardımcı olmak için stomanızı nasıl emeceğinizi ve temizleyeceğinizi öğrenmeniz gerekecek.

Doktorlarınız, hemşireleriniz ve diğer sağlık profesyonelleriniz, stomanıza nasıl bakım yapacağınızı ve onu nasıl koruyacağınızı size öğretebilir. Bu, duş alırken veya banyo yaparken nefes borunuza su kaçmasını önlemek için alınacak önlemler ile küçük parçacıkların nefes borunuza girmesini önlemek gibi konuları içerir.

Trakeostomiye sahip diğer kişilerin oluşturduğu destek grupları, stoma bakımı ve onu koruma ve temizleme konusunda ürünlerin kullanımı hakkında bilgi edinmek için iyi bir kaynak olabilir.

Total larenjektomiden sonra konuşmanın geri kazandırılması Total larenjektomi, gırtlağınızın (ses kutusu) çıkarılmasını içerir ve ses tellerinizi kullanarak konuşamazsınız. Larenjektomiden sonra, nefes borunuz (trakea) boğazınızdan ayrılır, bu nedenle artık akciğerlerinizden gelen havayı konuşmak için ağzınızdan dışarı gönderemezsiniz. Ancak total larenjektomiden sonra konuşmayı öğrenmenin yolları vardır:

Trakeoözofageal ponksiyon (TEP): Bu, cerrahların konuşmayı geri kazandırmak için en yaygın başvurduğu yöntemdir. Bu işlem kanseri tedavi etmek için yapılan ameliyat sırasında veya daha sonra yapılabilir. Bu prosedür, nefes borusu ile yemek borusu arasında stoma bölgesinde küçük bir delik açarak bir bağlantı oluşturur. Bu deliğe yerleştirilen küçük bir tek yönlü valf, ciğerlerinizden ağzınıza hava zorlamanızı sağlar. Bu ameliyattan sonra, stomayı bir parmağınızla kapatıp ağzınızdan hava üfleyerek sürekli konuşma yapabilirsiniz. (Bazı yeni “eller serbest” modellerle konuşmak için stomayı kapatmanıza gerek yoktur.) Bu, pratik gerektirir, ancak ameliyattan sonra konuşmayı öğrenmek için bir konuşma terapisti ile yakından çalışabilirsiniz.

Elektrolarinks: TEP’i tıbbi nedenlerden dolayı yapamıyorsanız veya TEP sesinizi kullanmayı öğrenirken, mekanik bir ses üretmek için elektrikli bir cihaz kullanabilirsiniz. Pil ile çalışan cihaz, ağzınızın köşesine veya boyun derinize yerleştirilir. Cihazdaki bir düğmeye bastığınızda titreşim sesi çıkarır. Ağzınızı ve dilinizi hareket ettirerek bu sesi kelimelere dönüştürebilirsiniz. Bunu doğru şekilde kullanmayı öğrenmek için bir konuşma terapistinden eğitim almanız gerekecektir.

Özofageal konuşma: Eğitimle, bazı insanlar havayı yemek borusuna (ağzınızı midenize bağlayan tüp) yutmayı ve ağızlarından çıkarmayı öğrenebilir. Hava boğazdan geçerken titreşimlere neden olur, bu titreşimler de eğitimle konuşmaya dönüştürülebilir. Bu, konuşma rehabilitasyonunun en temel şeklidir. Yeni cihazlar ve cerrahi teknikler, özofageal konuşmayı öğrenmeyi gereksiz kılabilir. Yeniden konuşmayı öğrenmek zaman ve çaba gerektirir ve sesiniz aynı şekilde çıkmayacaktır. Bir larenjektomi geçirmiş kişilere yardım etme konusunda eğitimli bir konuşma terapisti ile görüşmeniz gerekecektir. Konuşma terapisti, konuşmayı öğrenmenizde önemli bir rol oynayacaktır.

Yutma ve beslenme sorunlarına yardımcı olma Gırtlak veya alt boğaz kanserleri ve bunların tedavileri bazen yutma güçlüğü, ağız kuruluğu veya hatta diş kaybı gibi sorunlara neden olabilir. Bu durum yemek yemeyi zorlaştırabilir, bu da kilo kaybına ve yetersiz beslenmeden kaynaklanan zayıflığa yol açabilir.

Bazı kişiler tedavi sırasında ve sonrasında ne yediklerini ayarlamak zorunda kalabilir veya ihtiyaç duydukları besinleri aldıklarından emin olmak için besin takviyelerine ihtiyaç duyabilir. Bazıları da midesine beslenme tüpü yerleştirmek zorunda kalabilir.

Bir doktorlar ve beslenme uzmanlarından oluşan bir ekip, kilonuzu korumanıza ve ihtiyaç duyduğunuz besinleri almanıza yardımcı olmak için sizinle birlikte çalışabilir. Ayrıca, bu kasları çalışır durumda tutmanıza ve tedavi sonrasında normal bir şekilde yemek yiyebilme şansınızı artırmanıza yardımcı olacak yutma egzersizleri hakkında konuşabilirler.

Koku duyunuzu geri kazandırma Larenjektomi geçirmiş hemen hemen herkes kokuları eskisi gibi algılayamayacaklarını fark edecektir. Bunun nedeni, artık burnunuzdan hava geçmemesidir. Koku duyunuzu kaybettiyseniz veya gerçekten olmayan kokular duyuyorsanız, koku rehabilitasyonu iyileşmenizin bir parçası olabilir. Koku ile ilgili sorunlar (koku bozuklukları olarak adlandırılır) iştahınızı, tat alma duyunuzu, yiyeceklerden zevk almanızı ve ne kadar yediğinizi etkileyebilir.

Koku rehabilitasyonunda, burun hava akışına neden olan ve koku duyunuzu geri kazanmanıza yardımcı olabilecek teknikler öğretilebilir. Örnekler arasında nazal hava akışı indükleyici manevra (NAIM) ve nazik esneme yer alır. Koku rehabilitasyonu (rehabilitasyon), bazı büyük tıp merkezlerinde mevcuttur. Daha fazla bilgi almak için sağlık ekibinizle konuşun.

Larenjektominin cinsel etkisi Larenjektomi, ortaya çıkan stoma ile birlikte, görünüşünüzü, konuşmanızı ve nefes almanızı değiştirebilir. Cinsel yakınlık bu değişikliklerden etkilenebilir, ancak yakınlık sırasında size yardımcı olabilecek şeyler vardır. Bu konuda daha fazla ayrıntıyı Kanserli Erkekle Cinsellik ve Kanserli Kadınla Cinsellik bölümlerinde öğrenebilirsiniz.

Sağlık sigortasını ve tıbbi kayıtlarınızın kopyalarını saklama Tedaviden sonra bile, sağlık sigortasını sürdürmek çok önemlidir. Testler ve doktor ziyaretleri pahalıdır ve kimse kanserinin geri döndüğünü düşünmek istemese de, bu olabilir.

Kanser tedavisinden bir süre sonra, tıbbi geçmişinizi bilmeyen yeni bir doktora başvurduğunuzu görebilirsiniz. Yeni doktorunuza teşhisinizin ve tedavinizin ayrıntılarını verebilmek için tıbbi kayıtlarınızın kopyalarını saklamak önemlidir.

Gırtlak veya alt boğaz kanserinin ilerlemesi veya tekrar etmesi riskini azaltabilir miyim?

Gırtlak veya alt boğaz kanseriniz varsa (veya daha önce geçirdiyseniz), kanserin büyümesi veya geri gelmesi riskini azaltabilecek şeyler olup olmadığını bilmek isteyebilirsiniz, örneğin egzersiz yapmak, belirli bir tür diyet uygulamak veya besin takviyeleri almak gibi.

Sigarayı bırakın: Kanser tedavisi sırasında sigara içmek, tedavi faydasını azaltarak kanserin geri dönme riskinizi artırır (nüks). Sigara içmek ayrıca sigaraya bağlı yeni bir kanser gelişme riskini de artırır (aşağıda İkinci Kanserler bölümüne bakın). Gırtlak ve alt boğaz kanseri geçirmiş kişilerden sigara içmeye devam edenlerin kanserden ölme olasılığı daha yüksektir. Sigarayı tamamen bırakmak (tercihen tedavi öncesi) hayatta kalma şansınızı artırmanın en iyi yoludur. Bırakmak için asla geç değildir.

İyi beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve sağlıklı bir kiloda kalma gibi sağlıklı davranışlar benimsemek yardımcı olabilir, ancak hiç kimse kesin olarak bilemez. Ancak bu tür değişikliklerin sağlığınız üzerinde, yalnızca gırtlak veya alt boğaz kanseri veya diğer kanserler üzerindeki riskinizin ötesinde olumlu etkiler yaratabileceğini biliyoruz.

Diyet takviyeleri hakkında Şu ana kadar, diyet takviyelerinin (vitaminler, mineraller ve bitkisel ürünler dahil) gırtlak veya alt boğaz kanserinin ilerlemesi veya geri gelmesi riskini net bir şekilde azalttığı gösterilmemiştir. Bu, işe yarayacak takviyeler olmadığı anlamına gelmez, ancak hiçbiri kanıtlanmış değildir.

ABD'de diyet takviyeleri ilaçlar gibi düzenlenmez. Etkili olduklarını (veya hatta güvenli olduklarını) kanıtlamaları gerekmez, ancak yapabileceklerini iddia edebilecekleri şeyler konusunda sınırlamalar vardır. Herhangi bir tür besin takviyesi almayı düşünüyorsanız, sağlık ekibinizle konuşun. Bunları güvenle kullanmanıza yardımcı olabilirler ve zararlı olabileceklerden kaçınmanıza yardımcı olabilirler.

Kanser geri gelirse Kanser tekrar ederse (nüks ederse), tedavi kanserin konumuna, daha önce hangi tedavileri aldığınıza ve genel sağlık durumunuza bağlı olacaktır. Bu konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için, Kanserin Gırtlak ve Alt Boğaz Kanseri Tedavisi, Evreye Göre bölümüne bakın. Kanserin nüksü ile başa çıkma konusunda daha genel bilgi için, Nüks Anlamı bölümüne bakın.

Duygusal destek almak Kanserin hayatınızın bir parçası olması durumunda bir miktar depresyon, kaygı veya endişe hissetmek normaldir. Bazı kişiler daha fazla etkilenir. Ancak herkesin, ister arkadaşlar ve aile, ister dini gruplar, destek grupları, profesyonel danışmanlar veya diğerleri olsun, diğer insanlardan yardım ve destek alması faydalı olabilir. Kanser Sonrası Yaşam bölümünde daha fazla bilgi edinin.

Tedavi sonrası ikinci kanserler Kanserden kurtulanlar bir dizi sağlık sorunundan etkilenebilir, ancak genellikle büyük bir endişe kanserle yeniden karşılaşmaktır. Tedavi sonrasında geri gelen kanser, nüks olarak adlandırılır. Ancak bazı kanserden kurtulanlar, daha sonra yeni, ilgisiz bir kanser geliştirebilir. Bu durum ikinci kanser olarak adlandırılır. Gırtlak veya alt boğaz kanserinden kurtulanlar, bazı ikinci kanser türlerini geliştirme riski daha yüksektir.

Ve gırtlak veya alt boğaz kanseri tedavisi görmüş olmanız, başka bir kanser geliştiremeyeceğiniz anlamına gelmez.

Gırtlak kanseri geçirmiş kişiler her türlü ikinci kanseri geliştirebilirler, ancak aşağıdaki kanserleri geliştirme riski daha yüksektir:

Ağız ve boğaz kanserleri (Ağız Boşluğu ve Orofaringeal Kanser) Yemek borusu kanseri Kolon kanseri Karaciğer kanseri Akciğer kanseri Mesane kanseri Böbrek kanseri Tiroid kanseri Bu kanserlerin birçoğu sigara içme ve alkol kullanımı ile bağlantılıdır, bu da gırtlak kanseri için risk faktörleridir.

Alt boğaz kanseri geçirmiş kişiler her türlü ikinci kanseri geliştirebilirler, ancak aşağıdaki kanserleri geliştirme riski daha yüksektir:

Ağız ve boğaz kanserleri (Ağız Boşluğu ve Orofaringeal Kanser) Burun boşluğu kanseri Nazofarenks kanseri Gırtlak kanseri (ses kutusu) Yemek borusu kanseri Mide kanseri Kolon kanseri Rektal kanser Pankreas kanseri Karaciğer kanseri Akciğer kanseri Mesane kanseri Bu kanserlerin birçoğu sigara içme ve alkol kullanımı ile bağlantılıdır, bu da alt boğaz kanseri için risk faktörleridir.

Gırtlak ve alt boğaz kanserlerinden kurtulan kişiler, Amerikan Kanser Derneği'nin kanserin erken tespiti için yönergelerine uymalı ve tütün ürünlerinden uzak durmalıdır.

Sağlığınızı korumak için, kanserden kurtulanlar ayrıca şunları yapmalıdır:

Sağlıklı bir kiloya ulaşın ve sağlıklı kilonuzu koruyun Fiziksel olarak aktif olun ve oturma veya uzanma süresini sınırlayın Bol miktarda meyve, sebze ve tam tahıllar içeren, kırmızı ve işlenmiş etleri, şekerli içecekleri ve yüksek oranda işlenmiş gıdaları sınırlayan veya kaçınan sağlıklı bir beslenme düzeni izleyin Alkol tüketmemek en iyisidir. Eğer içiyorsanız, kadınlar için günde 1, erkekler için günde 2 içkiden fazla içmemeye özen gösterin. Bu adımlar, bazı kanserlerin riskini de azaltabilir.

  • Biyopsi (BY-op-see): Doku örneği alarak içinde kanser hücreleri olup olmadığını kontrol etme işlemi.
  • Epiglottis (EP-uh-GLOT-is): Yutma sırasında ses telleri bölgesini kapatan, dilin tabanında yer alan ince, valf benzeri bir yapı. Bu yapı, yiyecek ve içeceklerin soluk borusuna kaçmasını engeller.
  • Yemek borusu (eh-SOF-uh-gus): Yiyecekleri ağızdan mideye taşıyan boru.
  • Glottis (GLOT-is): Ses tellerini içeren gırtlak bölümü.
  • Hipofarenks (hi-po-FAIR-ingks): Ses kutusundan yemek borusuna kadar uzanan boğazın alt kısmı.
  • Gırtlak (lair-ingks): Dil tabanının altında ve soluk borusunun üstünde yer alan ses kutusu. Ses tellerini içerir ve ses üretir.
  • Metastaz (muh-TAS-tuh-sis): Kanser hücrelerinin başladıkları yerden vücudun diğer bölgelerine yayılması.
  • Burun boşluğu: Ağız çatısının üstünde bulunan burnun iç kısmı.
  • Nazofarenks (NAY-zoh-FAIR-ingks): Burnun arkasında yer alan boğaz bölümü.
  • Orofarenks (OR-oh-FAIR-ingks): Ağzın arkasında yer alan boğaz bölümü.
  • Subglottis (sub-GLOT-is): Ses kutusunun hemen altından soluk borusunun üstüne kadar uzanan gırtlağın alt kısmı.
  • Supraglottis (supr-uh-GLOT-is): Ses kutusunun üstünde yer alan gırtlağın üst kısmı.
  • Trakea (TRAY-key-uh): Soluk borusu, havayı akciğerlere taşıyan büyük boru.
  • Ses kutusu: Gırtlak, dil tabanının altında ve soluk borusunun üstünde yer alır. Ses tellerini içerir ve ses üretir.
  1. Ahmed KA, Correa CR, Dilling TJ, et al. Altered fractionation schedules in radiation treatment: a review. Semin Oncol. 2014;41(6):730-750. doi:10.1053/j.seminoncol.2014.09.012.
  2. Alter BP, Giri N, Savage SA, Rosenberg PS. Cancer in the National Cancer Institute inherited bone marrow failure syndrome cohort after fifteen years of follow-up. Haematologica. 2018;103(1):30-39. doi:10.3324/haematol.2017.178111.
  3. Amenábar JM, Torres-Pereira CC, Tang KD, Punyadeera C. Two enemies, one fight: An update of oral cancer in patients with Fanconi anemia. Cancer. 2019;125(22):3936-3946. doi:10.1002/cncr.32435.
  4. American Cancer Society. Facts & Figures 2024. American Cancer Society. Atlanta. 2024.
  5. American Joint Committee on Cancer. Oropharynx (p16-) and Hypopharynx. In: AJCC Cancer Staging Manual. 8th ed. New York, NY: Springer; 2017: 123-135.
  6. Atkinson JC, Harvey KE, Domingo DL, et al. Oral and dental phenotype of dyskeratosis congenita. Oral Dis. 2008;14:419-427.
  7. Barul C, Fayossé A, Carton M, et al. Occupational exposure to chlorinated solvents and risk of head and neck cancer in men: a population-based case-control study in France. Environ Health. 2017;16(1):77. 
  8. Barul C, Matrat M, Auguste A, et al. Welding and the risk of head and neck cancer: the ICARE study. Occup Environ Med. 2020;77(5):293-300. doi:10.1136/oemed-2019-106080.
  9. Bevers T, El-Serag H, Hanash S, Thrift AP, Tsai K, Maresso KC and Hawk E. Chapter 23 – Screening and Early Detection. In: Niederhuber JE, Armitage JO, Doroshow JH, Kastan MB, Tepper JE, eds. Abeloff’s Clinical Oncology. 6th ed. Philadelphia, Pa: Elsevier; 2020.
  10. Bonner J, Giralt J, Harari P, et al. Cetuximab and Radiotherapy in Laryngeal Preservation for Cancers of the Larynx and Hypopharynx: A Secondary Analysis of a Randomized Clinical Trial. JAMA Otolaryngol Head Neck Surg. 2016;142(9):842-849.
  11. Bradley PJ. Epidemiology of Hypopharyngeal Cancer. Adv Otorhinolaryngol. 2019;83:1-14. doi:10.1159/000492299.
  12. Britt CJ, Gourin CG. Contemporary Management of Advanced Laryngeal Cancer. Laryngoscope Investig Otolaryngol. 2017;2(5):307-309.
  13. Burtness B, Harrington KJ, Greil R, et al. Pembrolizumab alone or with chemotherapy versus cetuximab with chemotherapy for recurrent or metastatic squamous cell carcinoma of the head and neck (KEYNOTE-048): a randomised, open-label, phase 3 study [published correction appears in Lancet. 2020 Jan 25;395(10220):272] [published correction appears in Lancet. 2020 Feb 22;395(10224):564]. Lancet. 2019;394(10212):1915-1928.
  14. Caporaso N, Dodd KW, Tucker MA. New Malignancies Following Cancer of the Respiratory Tract. In: Curtis RE, Freedman DM, Ron E, Ries LAG, Hacker DG, Edwards BK, Tucker MA, Fraumeni JF Jr. (eds). New Malignancies Among Cancer Survivors: SEER Cancer Registries, 1973-2000. National Cancer Institute. NIH Publ. No. 05-5302. Bethesda, MD, 2006. Accessed on 09/14/2020 at http://seer.cancer.gov/archive/publications/mpmono/MPMonograph_complete.pdf.
  15. Chaturvedi AK, D’Souza G, Gillison ML, Katki HA. Burden of HPV-positive oropharynx cancers among ever and never smokers in the U.S. population. Oral Oncol. 2016;60:61-67. doi:10.1016/j.oraloncology.2016.06.006.
  16. Coskun C, Verim A, Farooqi AA, et al. Are there possible associations between MnSOD and GPx1 gene variants for laryngeal cancer risk or disease progression? Cell Mol Biol (Noisy-le-grand). 2016;62(5):25-30.
  17. Croy I, Nordin S, Hummel T. Olfactory disorders and quality of life–an updated review. Chem Senses. 2014;39(3):185-194.
  18. Dziegielewski PT, Kang SY, Ozer E. Transoral robotic surgery (TORS) for laryngeal and hypopharyngeal cancers. J Surg Oncol. 2015;112(7):702-706. doi:10.1002/jso.24002.
  19. Ergun GA, Kahrilas PJ. Esophageal rings and webs. In: Grover S, ed. UpToDate. Waltham, Mass.: UpToDate, 2020. https://www.uptodate.com/contents/esophageal-rings-and-webs. Accessed on September 14, 2020.
  20. Ferster APO, Schubart J, Kim Y, Goldenberg D. Association Between Laryngeal Cancer and Asbestos Exposure: A Systematic Review.  JAMA Otolaryngol Head Neck Surg. 2017;143(4):409-416.
  21. Forastiere AA, Ismaila N, Lewin JS, et al. Use of Larynx-Preservation Strategies in the Treatment of Laryngeal Cancer: American Society of Clinical Oncology Clinical Practice Guideline Update. J Clin Oncol. 2018;36(11):1143-1169. doi:10.1200/JCO.2017.75.7385.
  22. Furquim CP, Pivovar A, Amenábar JM, Bonfim C, Torres-Pereira CC. Oral cancer in Fanconi anemia: Review of 121 cases. Crit Rev Oncol Hematol. 2018;125:35-40. doi:10.1016/j.critrevonc.2018.02.013.
  23. Galloway T, Amdur RJ. Management of late complications of head and neck cancer and its treatment. In: Shah S, ed. UpToDate. Waltham, Mass.: UpToDate, 2020. https://www.uptodate.com/contents/management-of-late-complications-of-head-and-neck-cancer-and-its-treatment. Accessed on May 19, 2020.
  24. Garneau JC, Bakst RL, Miles BA. Hypopharyngeal cancer: A state of the art review. Oral Oncol. 2018;86:244-250. doi:10.1016/j.oraloncology.2018.09.025.
  25. Grignoux J, Durand-Moreau Q, Vongmany N, Brunel S; Rnv3p members, Dewitte JD. Work-related laryngeal cancer: Trends in France from 2001 to 2016. Eur Ann Otorhinolaryngol Head Neck Dis. 2019;136(1):7-12. doi:10.1016/j.anorl.2018.10.006.
  26. Hall AL, Kromhout H, Schüz J, et al. Laryngeal Cancer Risks in Workers Exposed to Lung Carcinogens: Exposure-Effect Analyses Using a Quantitative Job Exposure Matrix. Epidemiology. 2020;31(1):145-154. doi:10.1097/EDE.0000000000001120.
  27. Hamilton D, Paleri V. Role of transoral robotic surgery in current head & neck practice. Surgeon. 2017;15(3):147-154.
  28. Hanna J, Brauer PR, Morse E, Judson B, Mehra S. Is robotic surgery an option for early T-stage laryngeal cancer? Early nationwide results. Laryngoscope. 2020;130(5):1195-1201. doi:10.1002/lary.28144.
  29. Haxel BR, Fuchs C, Fruth K, Mann WJ, Lippert BM. Evaluation of the efficacy of the ‘nasal airflow-inducing manoeuvre’ for smell rehabilitation in laryngectomees by means of the Sniffin’ Sticks test. Clin Otolaryngol. 2011;36(1):17-23. doi:10.1111/j.1749-4486.2011.02261.x.
  30. Hilgers FJ, Jansen HA, Van As CJ, et al. Long-term results of olfaction rehabilitation using the nasal airflow-inducing (“polite yawning”) maneuver after total laryngectomy. Arch Otolaryngol Head Neck Surg. 2002;128(6):648-654.
  31. Howlader N, Noone AM, Krapcho M, Miller D, Brest A, Yu M, Ruhl J, Tatalovich Z, Mariotto A, Lewis DR, Chen HS, Feuer EJ, Cronin KA (eds). SEER Cancer Statistics Review, 1975-2017, National Cancer Institute. Bethesda, MD, https://seer.cancer.gov/csr/1975_2017/, based on November 2019 SEER data submission, posted to the SEER web site, April 2020.
  32. Imanishi Y, Ozawa H, Sakamoto K, et al. Clinical outcomes of transoral videolaryngoscopic surgery for hypopharyngeal and supraglottic cancer. BMC Cancer. 2017;17(1):445.
  33. Kikidis D, Vlastarakos PV, Manolopoulos L, Yiotakis I. Continuation of smoking after treatment of laryngeal cancer: an independent prognostic factor? ORL J Otorhinolaryngol Relat Spec. 2012;74(5):250-4. Epub 2012 Oct 13.
  34. Kutler DI, Auerbach AD, Satagopan J, et al. High incidence of head and neck squamous cell carcinoma in patients with Fanconi anemia. Arch Otolaryngol Head Neck Surg. 2003;129:106-112.
  35. Kutler DI, Patel KR, Auerbach AD, et al. Natural history and management of Fanconi anemia patients with head and neck cancer: A 10-year follow-up. Laryngoscope. 2016;126(4):870-879. doi:10.1002/lary.25726;
  36. Lee PN, Thornton AJ, Hamling JS. Epidemiological evidence on environmental tobacco smoke and cancers other than lung or breast. Regul Toxicol Pharmacol. 2016;80:134-163. doi:10.1016/j.yrtph.2016.06.012.
  37. Leeman JE, Katabi N, Wong, RJ, Lee NY, and Romesser PB. Chapter 65 – Cancer of the Head and Neck. In: Niederhuber JE, Armitage JO, Doroshow JH, Kastan MB, Tepper JE, eds. Abeloff’s Clinical Oncology. 6th ed. Philadelphia, Pa: Elsevier; 2020.
  38. Leeman JE, Katabi N, Wong, RJ, Lee NY, and Romesser PB. Chapter 65 – Cancer of the Head and Neck. In: Niederhuber JE, Armitage JO, Doroshow JH, Kastan MB, Tepper JE, eds. Abeloff’s Clinical Oncology. 6th ed. Philadelphia, Pa: Elsevier; 2020.
  39. Leeman JE, Katabi N, Wong, RJ, Lee NY, Romesser PB. Chapter 65 – Cancer of the Head and Neck. In: Niederhuber JE, Armitage JO, Doroshow JH, Kastan MB, Tepper JE, eds. Abeloff’s Clinical Oncology. 6th ed. Philadelphia, Pa: Elsevier; 2020.
  40. Lorenzo JG, Martinez VM, Quera AR, et al. Modifications in the treatment of advanced laryngeal cancer throughout the last 30 years. Eur Arch Otorhinolaryngol. 2017;274:3449–3455.
  41. Lorenzo JG, Martinez VM, Quera AR, et al. Modifications in the treatment of advanced laryngeal cancer throughout the last 30 years. Eur Arch Otorhinolaryngol. 2017;274:3449–3455.
  42. Mallis A, Jelastopulu E, Mastronikolis NS, Naxakis SS, Kourousis C, Papadas TA. Laryngeal cancer and passive smoking: the neglected factor? Eur Arch Otorhinolaryngol. 2011;268(5):727-731. doi:10.1007/s00405-010-1403-z.
  43. Mendenhall WM, Dziegielewski PT, and Pfister DG. Chapter 45- Cancer of the Head and Neck. In: DeVita VT, Lawrence TS, Rosenberg SA, eds. DeVita, Hellman, and Rosenberg’s Cancer: Principles and Practice of Oncology. 11th ed. Philadelphia, Pa: Lippincott Williams & Wilkins; 2019.
  44. Mendenhall WM, Dziegielewski PT, and Pfister DG. Chapter 45- Cancer of the Head and Neck. In: DeVita VT, Lawrence TS, Rosenberg SA, eds. DeVita, Hellman, and Rosenberg’s Cancer: Principles and Practice of Oncology. 11th ed. Philadelphia, Pa: Lippincott Williams & Wilkins; 2019.
  45. Mendenhall WM, Dziegielewski PT, Pfister DG. Chapter 45- Cancer of the Head and Neck. In: DeVita VT, Lawrence TS, Rosenberg SA, eds. DeVita, Hellman, and Rosenberg’s Cancer: Principles and Practice of Oncology. 11th ed. Philadelphia, Pa: Lippincott Williams & Wilkins; 2019.
  46. Mendenhall WM, Dziegielewski PT, Pfister DG. Chapter 45- Cancer of the Head and Neck. In: DeVita VT, Lawrence TS, Rosenberg SA, eds. DeVita, Hellman, and Rosenberg’s Cancer: Principles and Practice of Oncology. 11th ed. Philadelphia, Pa: Lippincott Williams & Wilkins; 2019. 
  47. Mendenhall WM, Dziegielewski PT, Pfister DG. Chapter 45- Cancer of the Head and Neck. In: DeVita VT, Lawrence TS, Rosenberg SA, eds. DeVita, Hellman, and Rosenberg’s Cancer: Principles and Practice of Oncology. 11th ed. Philadelphia, Pa: Lippincott Williams & Wilkins; 2019. 
  48. Morgan MA, Ten Haken RK, Lawrence T. Chapter 16- Essentials of Radiation Therapy. In: DeVita VT, Lawrence TS, Rosenberg SA, eds. DeVita, Hellman, and Rosenberg’s Cancer: Principles and Practice of Oncology. 11th ed. Philadelphia, Pa: Lippincott Williams & Wilkins; 2019.
  49. Mourad M, Jetmore T, Jategaonkar AA, Moubayed S, Moshier E, Urken ML. Epidemiological Trends of Head and Neck Cancer in the United States: A SEER Population Study. J Oral Maxillofac Surg. 2017;75(12):2562-2572. doi:10.1016/j.joms.2017.05.008.
  50. Mowery Y, Rocco JW. Treatment of early (stage I and II) head and neck cancer: The hypopharynx. In: Shah S, ed. UpToDate. Waltham, Mass.: UpToDate, 2020. https://www.uptodate.com/contents/treatment-of-early-stage-i-and-ii-head-and-neck-cancer-the-hypopharynx. Accessed September 14, 2020.
  51. Mowery Y, Rocco JW. Treatment of early (stage I and II) head and neck cancer: The hypopharynx. In: Shah S, ed. UpToDate. Waltham, Mass.: UpToDate, 2020. https://www.uptodate.com/contents/treatment-of-early-stage-i-and-ii-head-and-neck-cancer-the-hypopharynx. Accessed September 14, 2020. 
  52. National Cancer Institute. External Beam Radiation Therapy for Cancer. May 01, 2018. Accessed at https://www.cancer.gov/about-cancer/treatment/types/radiation-therapy/external-beam on May 19, 2020. 
  53. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Hypopharyngeal Cancer Treatment. 10/04/2019. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/patient/adult/hypopharyngeal-treatment-pdq on September 13, 2020.
  54. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Hypopharyngeal Cancer Treatment. October 04, 2019. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/hp/adult/hypopharyngeal-treatment-pdq on September 9, 2020.
  55. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Hypopharyngeal Cancer Treatment. October 04, 2019. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/patient/adult/hypopharyngeal-treatment-pdq on May 15, 2020.
  56. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Hypopharyngeal Cancer Treatment. October 04, 2019. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/patient/adult/hypopharyngeal-treatment-pdq on September 14, 2020.
  57. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Hypopharyngeal Cancer Treatment. October 04, 2019. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/patient/adult/hypopharyngeal-treatment-pdq on September 9, 2020.
  58. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Hypopharyngeal Cancer Treatment. October 04, 2019. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/hp/adult/hypopharyngeal-treatment-pdq on September 8, 2020. 
  59. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Hypopharyngeal Cancer Treatment. October 04, 2019. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/patient/adult/hypopharyngeal-treatment-pdq on September 8, 2020. 
  60. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Laryngeal Cancer Treatment. 11/21/2019. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/patient/adult/laryngeal-treatment-pdq on September 13, 2020.
  61. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Laryngeal Cancer Treatment. January 23, 2020. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/hp/adult/laryngeal-treatment-pdq on September 9, 2020.
  62. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Laryngeal Cancer Treatment. November 21, 2019. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/patient/adult/laryngeal-treatment-pdq on May 16, 2020.
  63. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Laryngeal Cancer Treatment. November 21, 2019. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/patient/adult/laryngeal-treatment-pdq on September 14, 2020.
  64. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Laryngeal Cancer Treatment. November 21, 2019. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/patient/adult/laryngeal-treatment-pdq on September 9, 2020.
  65. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Laryngeal Cancer Treatment. November 21, 2019. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/patient/adult/laryngeal-treatment-pdq on September 8, 2020. 
  66. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Laryngeal Cancer Treatment. January 23, 2020. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/hp/adult/laryngeal-treatment-pdq on September 8, 2020. 
  67. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Laryngeal Cancer Treatment. January 23, 2020. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/hp/adult/laryngeal-treatment-pdq on September 8, 2020. 
  68. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Oral Cavity, Pharyngeal, and Laryngeal Cancer Prevention (PDQ). February 27, 2020. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/hp/oral-prevention-pdq on September 9, 2020.
  69. National Cancer Institute. Physician Data Query (PDQ). Oral Cavity, Pharyngeal, and Laryngeal Cancer Prevention (PDQ). March 28, 2019. Accessed at https://www.cancer.gov/types/head-and-neck/patient/oral-prevention-pdq on September 9, 2020.
  70. National Comprehensive Cancer Network (NCCN). NCCN Clinical Practice Guidelines in Oncology: Head and Neck Cancers. V.1.2020. Accessed at www.nccn.org/professionals/physician_gls/pdf/head-and-neck.pdf on May 15, 2020.
  71. National Comprehensive Cancer Network (NCCN). NCCN Clinical Practice Guidelines in Oncology: Head and Neck Cancers. V.2.2020 – June 09, 2020. Accessed at www.nccn.org/professionals/physician_gls/pdf/head-and-neck.pdf on May 15, 2020.
  72. National Comprehensive Cancer Network (NCCN). NCCN Clinical Practice Guidelines in Oncology: Head and Neck Cancers. V.2.2020 – June 09, 2020. Accessed at www.nccn.org/professionals/physician_gls/pdf/head-and-neck.pdf on September 14, 2020.
  73. National Comprehensive Cancer Network (NCCN). NCCN Clinical Practice Guidelines in Oncology: Head and Neck Cancers. V.2.2020 – June 09, 2020. Accessed at www.nccn.org/professionals/physician_gls/pdf/head-and-neck.pdf on September 8, 2020.
  74. National Comprehensive Cancer Network (NCCN). NCCN Clinical Practice Guidelines in Oncology: Head and Neck Cancers. V.2.2020 – June 09, 2020. Accessed at www.nccn.org/professionals/physician_gls/pdf/head-and-neck.pdf on September 8, 2020. 
  75. National Comprehensive Cancer Network (NCCN). NCCN Clinical Practice Guidelines in Oncology: Head and Neck Cancers. V.2.2020 – June09,2020. Accessed at www.nccn.org/professionals/physician_gls/pdf/head-and-neck.pdf on September 13, 2020.
  76. National Comprehensive Cancer Network (NCCN). NCCN Clinical Practice Guidelines in Oncology: Smoking Cessation. V.1.2020. Accessed at https://www.nccn.org/professionals/physician_gls/pdf/smoking.pdf on September 14, 2020.
  77. National Comprehensive Cancer Network (NCCN). NCCN Clinical Practice Guidelines in Oncology: Smoking Cessation. V.1.2020. Accessed at https://www.nccn.org/professionals/physician_gls/pdf/smoking.pdf on September 9, 2020.
  78. Obid R, Redlich M, Tomeh C. The Treatment of Laryngeal Cancer. Oral Maxillofac Surg Clin North Am. 2019;31(1):1-11. doi:10.1016/j.coms.2018.09.001
  79. Obid R, Redlich M, Tomeh C. The Treatment of Laryngeal Cancer. Oral Maxillofac Surg Clin North Am. 2019;31(1):1-11. doi:10.1016/j.coms.2018.09.001.
  80. Offermans NS, Vermeulen R, Burdorf A, et al. Occupational asbestos exposure and risk of pleural mesothelioma, lung cancer, and laryngeal cancer in the prospective Netherlands cohort study. J Occup Environ Med. 2014;56(1):6-19. doi:10.1097/JOM.0000000000000060.
  81. Riva G, Sensini M, Corvino A, Pecorari G, Garzaro M. Smell and Taste Impairment After Total Laryngectomy. Ann Otol Rhinol Laryngol. 2017;126(7):548-554.
  82. Rock CL, Thomson C, Gansler T, et al. American Cancer Society guideline for diet and physical activity for cancer prevention. CA: A Cancer Journal for Clinicians. 2020;70(4). doi:10.3322/caac.21591. Accessed at https://onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.3322/caac.21591 on September 9, 2020.
  83. Rock CL, Thomson C, Gansler T, et al. American Cancer Society guideline for diet and physical activity for cancer prevention. CA: A Cancer Journal for Clinicians. 2020;70(4). doi:10.3322/caac.21591. Accessed at https://onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.3322/caac.21591 on June 9, 2020.
  84. Rock CL, Thomson C, Gansler T, et al. American Cancer Society guideline for diet and physical activity for cancer prevention. CA: A Cancer Journal for Clinicians. 2020;70(4). doi:10.3322/caac.21591. Accessed at https://onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.3322/caac.21591 on September 14 , 2020.
  85. Salvador-Coloma C, Cohen E. Multidisciplinary Care of Laryngeal Cancer. J Oncol Pract. 2016;12(8):717-724.
  86. Salvador-Coloma C, Cohen E. Multidisciplinary Care of Laryngeal Cancer. J Oncol Pract. 2016;12(8):717-724.
  87. Saslow D, Andrews KS, Manassaram-Baptiste D, et al. Human papillomavirus vaccination 2020 guideline update: American Cancer Society guideline adaptation. CA Cancer J Clin. 2020; DOI: 10.3322/caac.21616.
  88. SEER*Explorer: An interactive website for SEER cancer statistics [Internet]. Surveillance Research Program, National Cancer Institute. Accessed at https://seer.cancer.gov/explorer/ on February 23, 2023.
  89. Shenoy AM, Prashanth V, Shivakumar T, et al. The utility of second look microlaryngoscopy after trans oral laser resection of laryngeal cancer. Indian J Otolaryngol Head Neck Surg. 2012;64(2):137‐ doi:10.1007/s12070-012-0496-7.
  90. Steuer CE, El-Deiry M, Parks JR, Higgins KA, Saba NF. An update on larynx cancer. CA Cancer J Clin. 2017;67(1):31-50. doi:10.3322/caac.21386.
  91. Steuer CE, El-Deiry M, Parks JR, Higgins KA, Saba NF. An update on larynx cancer. CA Cancer J Clin. 2017;67(1):31-50. 
  92. Steuer CE, El-Deiry M, Parks JR, Higgins KA, Saba NF. An update on larynx cancer. CA Cancer J Clin. 2017;67(1):31-50.
  93. Steuer CE, El-Deiry M, Parks JR, Higgins KA, Saba NF. An update on larynx cancer. CA Cancer J Clin. 2017;67(1):31-50. 
  94. Susman E. Rash correlates with tumour response after cetuximab. Lancet Oncol. 2004;5(11):647. doi:10.1016/s1470-2045(04)01627-4.
  95. Tamaki A, Rocco JW, Ozer E. The future of robotic surgery in otolaryngology – head and neck surgery. Oral Oncol. 2020;101:104510. doi:10.1016/j.oraloncology.2019.104510.
  96. Tateya I, Shiotani A, Satou Y, et al. Transoral surgery for laryngo-pharyngeal cancer – The paradigm shift of the head and cancer treatment. Auris Nasus Larynx. 2016;43(1):21-32. doi:10.1016/j.anl.2015.06.013.
  97. Trott KE, Briddell JW, Corao-Uribe D, et al. Dyskeratosis Congenita and Oral Cavity Squamous Cell Carcinoma: Report of a Case and Literature Review. J Pediatr Hematol Oncol. 2019;41(6):501-503. doi:10.1097/MPH.0000000000001478.
  98. Troy JD, Grandis JR, Youk AO, Diergaarde B, Romkes M, Weissfeld JL. Childhood passive smoke exposure is associated with adult head and neck cancer. Cancer Epidemiol. 2013;37(4):417-423. doi:10.1016/j.canep.2013.03.011.
  99. Tumban E. A Current Update on Human Papillomavirus-Associated Head and Neck Cancers. Viruses. 2019;11(10):922. doi:10.3390/v11100922.
  100. Zahoor T, Dawson R, Sen M, Makura Z. Transoral laser resection or radiotherapy? Patient choice in the treatment of early laryngeal cancer: a prospective observational cohort study. J Laryngol Otol. 2017;131(6):541-545.
  101. Zhu B, Kou C, Bai W, et al. Accelerated Hyperfractionated Radiotherapy versus Conventional Fractionation Radiotherapy for Head and Neck Cancer: A Meta-Analysis of Randomized Controlled Trials. J Oncol. 2019;2019:7634746. Published 2019 Nov 28. doi:10.1155/2019/7634746. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir