Düşük TDS’li Su Tüketmenin Dikkat Edilmesi Gereken 4 Yan Etkisi
Düşük TDS’li Su (Toplam Çözünmüş Katı Maddeler), kimyasallar, ağır metaller ve mineraller gibi çözünmüş maddelerin daha az olduğu anlamına gelir. Bu, teorik olarak düşük TDS’li suyun normal musluk suyuna kıyasla daha az safsızlık içerdiği ve bu nedenle daha güvenli olabileceği anlamına gelir. Ancak, düşük TDS seviyesine sahip su tüketmenin yan etkileri olabilir mi? İşte bilmeniz gerekenler.
Anahtar Noktalar:
- Düşük TDS’li su, genellikle ters ozmoz sistemiyle üretilir ve çok az çözünmüş madde içerir veya hiç içermez.
- Su içindeki tüm çözünmüş maddeler TDS olarak sınıflandırılır, bunlar kimyasallar, metaller, tuzlar, mineraller ve daha fazlasını içerir.
- Düşük TDS’li suyun olası yan etkileri arasında mineral alımının azalması ve ağır metallerin borulardan sızma olasılığının artması bulunur.
TDS Nedir ve Nasıl Ölçülür?
TDS (Total Dissolved Solids – Toplam Çözünmüş Katı Maddeler), suda çözünmüş mineraller, tuzlar, metaller, kimyasallar ve diğer tüm safsızlıkların ölçüsüdür. TDS sadece zararlı maddelere değil, aynı zamanda içme suyunda doğal olarak bulunan sağlıklı minerallere ve tuzlara da işaret eder.
TDS’ye katkıda bulunan bazı maddeler şunlardır:
- Florür
- Kalsiyum
- Magnezyum
- Sodyum
- Potasyum
- Kadmiyum
- Arsenik
- Sülfatlar
- Çinko
- Bakır
- Krom
- Nikel
- Demir
- Manganez
- Nitrat
- Klorür
Genel olarak, TDS seviyesi ne kadar yüksekse, suyun kalitesinin o kadar kötü olma olasılığı artar. Ancak, suyun TDS seviyesinin yüksek olması, tehlikeli bir durum olup olmadığını anlamak için test yapılmadan tam olarak belirlenemez.
TDS Nasıl Ölçülür?
TDS’yi ölçmenin en yaygın yolu, TDS ölçüm cihazı kullanmaktır. Bu cihaz, suda bulunan çözünmüş maddelerin miktarını milyon başına parça (PPM) cinsinden ölçer. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından belirtilen TDS seviyeleri şu şekilde derecelendirilir:
- 300 PPM’den az: Mükemmel
- 300-600 PPM: İyi
- 600-900 PPM: Orta
- 900-1,200 PPM: Zayıf
- 1,200 PPM ve üstü: Kabul edilemez
Düşük TDS’li Su Zararlı Mıdır?
Düşük TDS’li su doğrudan zararlı değildir, ancak düşük çözünmüş katı madde konsantrasyonuna sahip su içmenin bazı yan etkileri olabilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 300 PPM TDS seviyesini mükemmel olarak kabul eder, ancak 100 PPM veya daha düşük TDS seviyesine sahip suyu tat olarak yavan ve eksik bulur.
Düşük TDS’li Su İçmenin Olası Yan Etkileri
1. Sağlıklı Minerallerin Azalması
Normal içme suyu, diyetinizdeki çözünmüş kalsiyum ve magnezyum minerallerinin yaklaşık %20’sini sağlar. Bu nedenle, az ya da hiç mineral içermeyen (düşük TDS’li) su içtiğinizde, diyetinizdeki kalsiyum, magnezyum ve diğer sağlıklı minerallerin %20’sini kaçırmış olursunuz. Kalsiyum ve magnezyum eksikliklerinin olası sağlık etkileri arasında kas krampları, uyuşukluk, yorgunluk, iştahsızlık ve anormal kalp ritimleri yer alabilir.
Ancak dengeli ve sağlıklı bir diyetle bu minerallerin eksikliğine maruz kalmanız pek olası değildir. Su, beslenmenize ek bir mineral kaynağı sağlar; ancak, temel mineral ihtiyacınız daha çok yiyeceklerden karşılanmalıdır.
2. Metal Sızması Olasılığının Artması
Çok düşük TDS seviyesine sahip su, “aç” olarak kabul edilir çünkü içinde safsızlık yoktur. Bu durum, suyun borulardan bakır gibi metalleri sızdırma olasılığını artırır. Çoğu ağır metalin düşük seviyelerde tüketilmesi güvenli kabul edilse de uzun süre boyunca yüksek seviyelerde metal tüketimi çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.
En kötü senaryoda, ağır metal toksisitesi, enerji seviyelerinde düşüşe, akciğer, karaciğer ve beyin hasarına ve kan bileşiminde değişikliklere neden olabilir.
3. Asit Reflüye Yol Açabilir
Daha önce bahsedildiği gibi, düşük TDS seviyesine sahip su genellikle hafif asidiktir çünkü suyun alkalinitesini artıran safsızlıklar eksiktir. Bazı kaynaklara göre, reflüye yatkın olan kişiler düşük TDS’li su içtiklerinde asit reflü ve mide yanması belirtileri yaşama olasılıkları daha yüksek olabilir. Ancak bu konuda klinik çalışmalar bulmak zor; dolayısıyla bu iddia daha çok anekdotlara dayanmaktadır.
4. Susuzluk Sorunlarına Yol Açabilir
Düşük TDS’li su, çözünmüş tuzlar ve minerallerden yoksundur, bu da suyun alkalin tadını kaybetmesine yol açar. Bu suyu daha az çekici bulabilir ve bu nedenle daha az içebilirsiniz. Amerika’daki uzmanlar, nüfusun yaklaşık %75’inin kronik susuzluk yaşadığını tahmin ediyor. Eğer yeterince su içmekte zorlanıyorsanız, düşük TDS’li suyla günlük su ihtiyacınızı karşılamak daha da zor olabilir. Hafif susuzluğun yan etkileri arasında baş ağrısı, baş dönmesi ve yorgunluk yer alırken, daha ciddi vakalarda düşük tansiyon, kafa karışıklığı ve sıcak çarpması meydana gelebilir.
Düşük TDS Seviyelerini İyileştirme Yöntemleri
Düşük TDS’li su genellikle bir sağlık riski olarak görülmese de, dikkat edilmesi gereken bazı potansiyel yan etkiler vardır. Neyse ki, bu suyu daha sağlıklı hale getirmek ve yukarıda belirtilen sağlık sorunlarını önlemek için yapabileceğiniz birkaç şey var:
- Remineralizasyon filtresi olan ters ozmoz sistemi satın alın: Birçok modern ters ozmoz sistemi, suyu içmeden önce sağlıklı mineralleri geri ekleyen bir remineralizasyon filtresine sahiptir.
- Suyunuza mineral damlaları ekleyin: Online olarak suya ekleyebileceğiniz mineral damlaları satın alabilirsiniz. Bu, bir remineralizasyon filtresi ile aynı etkiyi sağlayacaktır.
Düşük TDS’li suyun faydalarından yararlanmak istiyor ancak olası yan etkilerinden kaçınmak istiyorsanız, suyunuzu remineralize etmek en basit çözümdür.
Düşük TDS’li su genellikle daha az safsızlık içerdiği için güvenli kabul edilir, ancak düşük mineral seviyeleri ve borulardan metal sızması gibi potansiyel yan etkileri olabilir. Dengeli bir diyetle bu etkilerden kaçınmak kolaydır, ancak suyu remineralize etmek de güvenli bir alternatif olabilir.