Kaynak Suyu ve Arıtılmış Su: Hangisi Daha İyi
Bir zamanlar süpermarketlerde sadece birkaç şişelenmiş su seçeneği vardı. Raflardan birini seçmek oldukça kolaydı. Ancak günümüzde, yeni su arıtma yöntemleri ve pazarlama stratejileri nedeniyle şişelenmiş su satın almak birçok tüketici için karmaşık bir hal aldı.
Artık şişelenmiş su alırken karşınıza çıkan seçenekler arasında kaybolabilirsiniz. Örneğin, arıtılmış su ile kaynak suyu arasında bir tercih yapmanız gerekebilir. En saf ve sağlıklı seçeneği ararken hangisinin daha iyi olduğunu bilemeyebilirsiniz. Kaynak suyu, saf, doğal ve minerallerle zenginleştirilmiş bir “Doğa Ana’nın hediyesi” gibi görünür. Öte yandan, arıtılmış su, “rafine ve sağlıklı” bir imaj çizer. Peki, hangisini tercih etmelisiniz?
Kaynak suyu ile arıtılmış su arasındaki farkları, avantajlarını ve dezavantajlarını anlamak, daha bilinçli bir tercih yapmanıza yardımcı olabilir. Şimdi, her iki su türünü karşılaştıralım ve genel sağlığınız için hangisinin daha iyi olduğunu belirleyelim.
Kaynak Suyu Nedir?
Bir şişe üzerinde “Kaynak Suyu” ibaresini gördüğünüzde, genellikle bu suyun dağlardan gelen kristal berraklığında, saf bir kaynak suyundan şişelendiğini hayal edersiniz. Bazı kaynak suları gerçekten kaynağında şişelenir, ancak ticari olarak satılanların çoğu yeraltı akiferlerinden çıkarılır. Daha sonra işlenip şişelenmek üzere tesislere taşınır.
Genel olarak, kaynak suyu (bazen “artezyen suyu” olarak da adlandırılır), yeraltındaki büyük su rezervuarlarından doğal olarak yüzeye çıkan bir su türüdür. Bu doğal kaynaklar vadilerde, tepe ve dağların yamaçlarında ya da kireçtaşı gibi kaya oluşumlarının bulunduğu bölgelerde oluşabilir. Ancak kaynak suyu yeraltından geldiğine göre, bu su nasıl bu kadar saf olabilir?
Kaynak Suyu Nasıl Üretilir ve Sağlıklı mı?
Kaynak suyu büyük yeraltı akiferlerinden geldiği için, suyun kirli olabileceğini düşünebilirsiniz. Ancak bu durum genellikle doğru değildir. Kaynak suyu, yüzeye ulaşırken kalın kireçtaşı kaya tabakalarından geçerek doğal bir filtreleme sürecinden geçer. Bu süreç, suyun birçok safsızlıktan arınmasını sağlar. Bu nedenle kaynaklar genellikle berrak ve saf görünür.
Ancak ticari kaynak suları büyük miktarlarda tankerlerle şişeleme tesislerine taşınır. Bu süreçte kontaminasyonu önlemek için su genellikle klorlanır veya ozonlanır. Tesislere ulaştığında, karbon filtreleme işleminden geçirilerek klor, tortu ve diğer elementlerden arındırılır, ancak sağlıklı mineraller korunur. Bu mineraller, kaynak suyunun lezzetli tadını veren unsurlardır.
Kaynak Suyunun Artıları ve Eksileri
Kaynak suyu birçok harika fayda sunar, ancak bazı dezavantajları da vardır. İşte kısa bir değerlendirme:
Artıları
- Kaynak suyu, vücut için gerekli olan temel mineralleri doğru oranlarda korur.
- Her yaş grubundaki insanlar için güvenle tüketilebilir.
- Olağanüstü bir berraklığa sahiptir.
- Ferahlatıcı, temiz bir tadı vardır.
- FDA yönergelerine uygun olmalıdır.
Eksileri
- Kaynak suyu, metaller, nitratlar, klor ve diğer istenmeyen elementler gibi kirleticiler içerebilir.
- Çoğu durumda, bu safsızlıklar sağlığınıza zarar verebilir.
Kaynak suyunun avantajlarını ve dezavantajlarını incelediğimize göre, şimdi arıtılmış suyun daha iyi bir seçenek olup olmadığını keşfedelim.
Arıtılmış Su Nedir?
Arıtılmış su, farklı isimlerle anılabilir: deiyonize su, demineralize su, distile su veya ters ozmoz suyu. Temel olarak, arıtılmış su, genellikle şehir şebeke suyunda bulunan çözünmüş katıları, kimyasal kirleticileri, patojenleri, mineralleri ve diğer istenmeyen maddeleri tamamen uzaklaştırmak için yoğun bir şekilde işlenmiş her tür sudur. Standart bir arıtılmış suyun, çözünmüş katı miktarının milyonda 10 parçayı (ppm) geçmemesi gerekmektedir.
Bu kadar düşük bir TDS (Toplam Çözünmüş Katılar) seviyesine ulaşmak için kullanılan en etkili yöntemler şunlardır:
- Ters Ozmoz
- Deiyonizasyon
- Distilasyon
- Diğer uygun arıtma süreçleri.
Bu yöntemler genellikle bakteriler, kimyasallar, tortular, metaller, mineraller ve diğer kirleticileri tamamen uzaklaştırmada oldukça başarılıdır. Ancak, bu süreçte suyun lezzetini veren bazı mineraller de kaybolur. Bu nedenle arıtılmış su, düz ve tatsız bir yapıya sahip olabilir.
Bir sonraki bölümde, arıtılmış suyun artılarını ve eksilerini inceleyerek hangi su türünün daha uygun olduğuna karar vermenize yardımcı olacağız.
Su Arıtma Süreci Nedir?
Arıtılmış su, çözünmüş safsızlıklar, kimyasallar ve diğer kirleticilerden arındırılmış, insan tüketimine ve kullanıma uygun hale getirilmiş sudur. Bu, bir veya birden fazla arıtma sürecinden geçirilerek elde edilir.
En yaygın ve kolay erişilebilir arıtma yöntemlerinden ikisi şunlardır:
- Ters Ozmoz (RO)
- Distilasyon
Ters Ozmoz (RO)
Ters ozmoz, genellikle lavabonun altına yerleştirilen bir RO sistemi ile gerçekleştirilir ve bu sistem, özel bir musluğa arıtılmış su sağlar. Bu tür sistemler, genellikle suyu safsızlıklardan arındıran farklı filtreler ve RO membranlarından oluşur. Bazı üniteler, son aşamada özel bir filtre kullanarak, ters ozmoz sürecinde uzaklaştırılan temel mineralleri geri kazandıran bir remineralizasyon aşamasını içerir.
Distilasyon
Distilasyon, ters ozmozdan çok farklı bir şekilde çalışır. Bu süreçte su kaynatılır ve çıkan buhar toplanır. Buhar yoğuşarak yeniden sıvı forma döndüğünde, mineraller ve kirleticiler geride kalır. Su, son aşamada bir karbon filtreden geçirilir ve ardından saf, distile su olarak toplanır ve depolanır. Bir galon (yaklaşık 3,8 litre) distile su üretmek yaklaşık altı saat sürebilir. Eğer çift distilasyon yapılırsa bu süre daha da uzayabilir.
Arıtılmış Suyun Artıları ve Eksileri
Kaynak suyu gibi, arıtılmış su da birçok fayda sunar, ancak bazı dezavantajları da vardır. İşte öne çıkan yönleri:
Artıları
- Zararlı kimyasallara, ilaç kalıntılarına ve ilgili toksik bileşiklere maruz kalmayı azaltır.
- Bakteri, virüs veya diğer mikroorganizmaları tamamen uzaklaştırır.
- Organik maddeler, metal borular ve kimyasal işlemler nedeniyle oluşan kötü tatlardan arındırılmıştır.
- Herhangi bir su kaynağından gelebilir, çünkü onu arıtılmış hale getiren şey suyun kaynağı değil, arıtma işlemidir.
- Remineralizasyon, temel mineralleri geri kazandırarak sağlığınıza katkıda bulunabilir ve suyun tadını iyileştirebilir.
Eksileri
- Mineral eksikliği nedeniyle düz ve yavan bir tada sahip olabilir (remineralizasyon yapılmadıkça).
- Vücut için önemli olan bazı temel mineraller eksik olabilir.
Arıtılmış suyun bu özelliklerini göz önünde bulundurarak, hangi su türünün sizin için daha uygun olduğuna karar verebilirsiniz. Bir sonraki bölümde, kaynak suyu ve arıtılmış suyu genel sağlık açısından karşılaştıracağız.
Kaynak Suyu mu Arıtılmış Su mu Daha İyi?
Kaynak suyu ve arıtılmış su içmek güvenli olsa da her ikisinin de belirli avantaj ve dezavantajları vardır. Bazı kişiler, sağlıklı mineralleri koruduğu ve suya eşsiz bir lezzet kattığı için kaynak suyunu tercih eder. Ancak, kaynak suyunun önemli bir dezavantajı vardır: metaller, PFAS, nitratlar, klor ve diğer kimyasallar gibi kirleticiler hâlâ mevcut olabilir. Bu kirleticiler, suyun taşınması ve işlenmesi sırasında, hatta kaynağın kendisinden gelebilir. Daha da kötüsü, her su işleme tesisi bu tür kirleticileri uzaklaştıracak ekipmana sahip değildir.
Diğerleri ise arıtılmış suyun daha iyi bir seçenek olduğunu savunur. Çünkü bu su türü, kimyasallar (klor ve klor yan ürünleri, PFAS vb.), patojenler ve diğer kirleticileri içermez. Bu da hastalığa neden olabilecek bakteriler veya kimyasalların bulunmadığı ve ağızda rahatsız edici bir his bırakacak tortuların olmadığı anlamına gelir. Ancak arıtılmış suyun dezavantajı, kaynak suyunun aksine temel mineralleri korumamasıdır. Evet, mineralleri yiyeceklerden almanız gerekiyor, ancak arıtılmış suda eksik olan sağlıklı mineraller bazı kişilerde eksikliklere yol açabilir. Neyse ki, ters ozmoz gibi bazı arıtma yöntemleri bu mineralleri geri kazandırarak bu sorunu çözer.
Hangisi Daha İyi?
Kaynak suyu mu, arıtılmış su mu? Bu karar genellikle kişisel tercihlere bağlıdır. Ancak bir tercih yapmanız gerekiyorsa, arıtılmış suyu öneriyoruz. İşte birkaç nedeni:
- Arıtılmış suyu farklı kaynaklardan elde edebilirsiniz.
- Kaynak suyuna kıyasla daha yaygın olarak bulunur.
- Ters ozmoz gibi bazı arıtma sistemleri, mineralleri yeniden ekleyerek suyu sağlıklı ve lezzetli hale getirebilir.
- Arıtılmış su, toksik kimyasallar ve kirleticilerden tamamen arındırılmıştır.
- Arıtılmış su, kaynak suyuna göre daha titiz bir arıtma sürecinden geçtiği için daha yüksek bir saflık seviyesine sahiptir ve içmek için daha güvenlidir.
Evde Arıtılmış Su İçin Öneri
Eğer arıtılmış suyu tercih eder ve suyunuzu evde arıtmak isterseniz, Ethicwater Murica 75 Ters Ozmoz Filtresi harika bir seçenektir. Bu 6 aşamalı filtre, mutfak lavabonuzun altına monte edilir ve tamamen görünmezdir. Kurşun, florür, klor, arsenik, krom-6 ve diğer zararlı kirleticileri sudan uzaklaştırırken sağlıklı mineralleri koruyacak şekilde tasarlanmıştır.
Murica 75’in Özellikleri:
- Günde yaklaşık 90 galon (340 litre) temiz ve lezzetli arıtılmış su üretir.
- Kurulumu ve bakımı kolaydır.
- Doğrudan üreticiden satın alındığında %50’den fazla tasarruf sağlar, hızlı ve güvenilir kargo hizmetiyle gelir.
Bu sistemle, en temiz ve saf suyu içtiğinizden emin olabilirsiniz.
Sonuçlar
Musluk suyu genellikle zararlı maddeler içerdiğinden, birçok kişi kaynak veya arıtılmış suyu tercih eder. Her iki su türü de yüksek saflık seviyesine sahiptir ve tüketim için uygundur. Ancak farklıdırlar. Kaynak suyu arıtılmamış, ancak bazı kirleticilerin çıkarılması için işlenmiş sudur. Evet, sağlıklı mineralleri korur ve suya lezzet katar, ancak nitratlar ve metaller gibi toksik safsızlıklar içerebilir.
Buna karşın, arıtılmış su titizlikle işlenir ve çözünmüş katılar 10 ppm’den azdır. Bu, bakteri, tortu, kimyasallar ve diğer istenmeyen kirleticileri içermediği anlamına gelir, ancak mineraller eksik olduğu için tadı düz olabilir. Neyse ki, ters ozmoz ve benzeri arıtma yöntemleri, temel mineralleri geri kazandırarak arıtılmış suyu içmek için en iyi seçenek haline getirir.